2016 Temmuz'unda 374 gündür ilen edilen OHAL rejimi kapsamında yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluklar dikkat çekmek amacıyla Ocak 2017 dönemşnden bu yana KESK Ankara Şubeler Platformu Cumartesi günleri saat 14'te Basın Açıklaması ve Oturma Eylemi gerçekleştirmektedir. Basın açıklamasının metni aşağıdadır. Basın açıklamasının görüntüleri için Sevgili Mahmut Konuk, Seyri Sokak ve #ozguruz ve KESK Genel Merkezi çekim yapmıştır. Görüntü linkleri de aşağıdadır.
"SAYGIDEĞER ANKARA HALKINA, BASINA VE
KAMUOYUNA
Siyasal iktidar, 20
Temmuz 2016’da darbe girişimi gerekçesiyle olağan hukuku askıya almış ve birçok
anayasal temel hakkın uygulanmasını engellemiştir. 374 gündür uygulanan OHAL kapsamında gelinen
aşamada başta emekçiler olmak üzere tüm toplum kesimleri, OHAL’in mağduru
konumunda olduğu için OHAL’in sonlandırılmasını talep etmektedir. OHAL uygulaması sosyo-ekonomik düzeni
bozmakta toplumsal olayların nedeni olmaktadır. 35 bini öğretmen, 5.400’ü
doktor olan 10 bin sağlık emekçisi, 5 bini hakim ve savcı, 6 bini akademisyen
olan yaklaşık 150 bin kamu emekçisi kamusal hizmet üretiminden
uzaklaştırılmıştır. Yüze yakın
belediyeye, bin ticari işletmeye kayyum atanmış, binlerce sivil toplum kuruluşu
kapatılmış ve yüzlerce medya/basın kurumu engellenmiştir.
NE DARBE NE OHAL
DEMOKRASİ DERHAL
Olağan hukuk yoluyla
AKP iktidarının işten atamayacağı yüzbinlerce kişi karanlık hukuk
kararnameleriyle (KHK) işten atılmıştır. Bu işsizlik durumu sadece kamu
emekçilerine özgün olmayıp OHAL’deki
ekonomik bozulma nedeniyle 700.000 yeni işsizin ortaya çıktığını TÜİK
verileri göstermektedir. Bu OHAL KHK uygulamasıyla Türkiye tarihinde ilk defa kamu emekçisi sayısı azalış
göstermiştir. Buradan uyarıyoruz. OHAL’in toplumsal maliyeti her geçen gün
artmaktadır. Uğranılan haksızlıklar nedeniyle başta intiharlar olmak üzere,
boşanmalar, aile içi şiddet, beyin göçü, işsizlik gibi çok temel kitlesel
sorunlar devlet eliyle ortaya çıkarılmıştır ve her geçen gün
derinleşmektedir.
KHK’LER GİDECEK BİZ KALACAĞIZ.
OHAL ve KHK ihraçları
karşısında tamamen demokratik yollarla hakkını arayan başta ihraç edilenler
olmak üzere tüm yurttaşlara yönelen polis şiddeti yine bir OHAL
hukuksuzluğudur. Anayasal bir haklar olan “düşünce ve kanaat hürriyeti (m 25)”
“düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti (m 26)” “toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkı (m 34)” başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerini kullanan
yurttaşlara karşı orantısız ve tamamen hukuka aykırı bir şekilde saldırı
olmaktadır. Gündüz geçerli olan kural gece geçersiz olmaktadır yine bir ilde
geçerli olan kural başka bir ilde keyfi bir şekilde geçersiz olmaktadır.
Ekipten ekibi, validen valiye temel hak ve hürriyetlerin değeri ve sınırlanması
değişmektedir. Hukuk devleti ilkesi güvenlik şeflerinin ve valilerin
kararlarıyla ihlal edilmektedir.
GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP
VERECEK
Son dönemde
“tamamen demokratik ve hukuka uygun yöntemlerle uğradıkları haksızlığa
karşı” direniş gösteren emekçilere yönelik genel olarak polisin tutumu yine
yandaş basının yaklaşımı suçtur. Anayasa gereği “Konusu suç teşkil eden emir
hiçbir suretle yerine getirilemez, yerine getiren kimse sorumluluktan
kurtulamaz ”Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu suça dahil olanlar hukuk
önünde hesap verecektir. Geçen Pazar günü şiddet uygulanarak Güvenpark’ta gözaltına
alınan arkadaşlarımız dün itibariyle serbest bırakılmıştır. Siyasal iktidar,
toplumun vergileriyle finanse ettiği yandaş medyası ve adeta kindar duygularla
hareket eden güvenlikçiler bizim haklı direnişimizi ne durdurabilir ne de
sesimizi kısabilir. Bize sosyal ölümü dayatan yaklaşıma karşı dün olduğu gibi
bugünde yaşamın yaşatmanın yanındayız. GÖZALTILAR TUTUKLAMALAR BASKILAR BİZİ
YILDIRAMAZ.
Siyasal iktidar olağan hukuka aykırı bir şekilde
hem işten atmakta, hem KHK’lerle yargı yolunda hesap vermekten kaçmaktadır.
Haklarını arayanlara karşı ise ifade edildiği gibi sabah-akşam-gece
saldırmaktadır. Kurulan OHAL komisyonunun en önemli işlevi, iktidarı bir dönem
daha mahkemelerin önünde hesap vermekten kurtarmak şeklindedir. Kurulan
komisyon olağan hukuka uygun değildir. OHAL’in uzatılmasının bir örneğidir.
Yapılan hukuksuzlukların kılıfıdır. Yaklaşık 200.000 civarında olduğu
belirtilen OHAL mağduru başvurusunun, iktidarın belirlediği 7 kişi marifetiyle
çözüm bulması ihtimal dahilinde değildir. Savunma hakkının ihlal edildiği bu
sürecin hak ve adalete uygun yürütülmesi mümkün değildir. İşten atılan
emekçilerin dosya incelemeleri bu kişiler işlerinde iken yapılmalıdır. Yıllarca
kamuda hizmet sunmuş emekçilerin hakkında bir soruşturma yürütülecekse bunun
kanunda yolları açıktır. Hukuk dışına daha fazla çıkarak bu sorun çözülemez.
İşinden atılan emekçiler derhal işlerine döndürülmelidir suç vb. isnatlar
olanlar hakkında olağan disiplin hükümleri uygulanmalıdır. OHAL komisyonu değil
olağan hukuk tesis edilmelidir.
EMEKÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ. İŞİMİZİ GERİ
ALACAĞIZ.
Siyasal iktidar “OHAL fırsatçılığı” kapsamında
kendisine tebaa olmayan tüm toplum kesimlerini hedefine koymuş ve sonu olmayan
bir şekilde ülkeyi sosyo-ekonomik felaketlere sürüklemektedir. Tamamen
demokratik yollarla haklarını arayan kamu emekçilerini yandaş kalemşörlerince
“suçlu-terörist” gibi göstermektedir. OHAL Kapsamında halkçı ve toplumcu
medyanın tüm iletişim yollarını kısıtlayan siyasal iktidar, tarihleri “FETÖ”
vb. yaklaşımlarla mücadele ile geçen başta Evrensel, Cumhuriyet, Sendika.org
gibi gazetelere/sitelere yönelik baskıları günden güne arttırmaktadır. Türkiye
dünyada en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülkelerinde başını çekmektedir.
Tutuksuz yargılanabilecek onlarca muhalif gazeteci tamamen olağan hukuka aykırı
şekilde cezalandırılmaktadır. Buradan Ahmet Şık’ı selamlıyor savunması
savunmamızdır diyoruz.
GAZETECİ AHMET ŞIK YALNIZ DEĞİLDİR.
Bitirirken; Siyasal iktidar ve uzantılarını hukuk
içine dönmeye, OHAL’i ve Polis şiddetini sonlandırmaya, başta ihraçlar olmak
üzere suç uydurarak toplumu kriminalize etmemeye ÇAĞIRIYORUZ. OHAL nedeniyle
günden güne derinleşen ekonomik-siyasi krizin faturasını bu halk değil siyasi
sorumluları ödeyecektir. Hukuku erteleyerek bir yere varamazsınız, KURTULAMAZSINIZ.
Biz KESK’li emekçiler ne dün ne bugün ne de yarın sizin OHAL ve darbe
hukukunuzla değil fiili, meşru ve evrensel emek mücadelesiyle yol aldık,
mücadele ettik. Etmeye devam edeceğiz.
KAMUYOYUNA VE BASINA SAYGI İLE DUYURULUR.
KESK ANKARA ŞUBELER PLATFORMU"
Emeği geçen Basın Emekçilerine ve Katılımcılara teşekkür eder Gelecek Hafta Cumartesi günü saat 14'te Sakarya Caddesinde Buluşmak dileğiyle.