Bu ülkede 660 gündür devam eden bir OHAL var. 1 Eylül 2016 Tarihinde 672
sayılı KHK’yle, yani 617 gün önce 50 bin 684 kamu emekçisi bir gece ansızın işlerinden
atıldı. Daha sonra muhtelif tarihlerde bu sayı 100 binleri aştı. Yetmedi bu
sayıya onbinlerce taşeron işçisi eklendi. Dahası bu ülkede atanamayan
öğretmenler sorununa atanamayan doktorlar, hukukçular vb. eklendi. Olağan
hukuku askıya almış olan AKP yüzbinlerce kişiye tek hak arama kapısı olarak “OHAL
Komisyonunu” gösterdi ve mahkemede hakkını arayanları engelledi. Ortalama 447
gündür ihraç olan 110 bin 717 kişiden sadece 310 kişisini işine döndüren OHAL
komisyonundan adil bir çözüm beklemek en hafif tabirle abesle iştigal etmektir.
Yukarıda “sadece KHK’yle” ihraç edilen kişilerin darbeden kaç gün sonra
ihraç edildiği ve kaç gündür ihraç yaşamı sürdürdüğü tablolanmıştır. Kimlerin
ihraç edildiği üzerine birçok çalışma yayınlandı. Ancak aileleri ile birlikte
bir milyonu bulan ihraçların bu kadar uzun süre sistematik bir ayrımcılık ve
haksızlığa maruz kalmasına henüz adaletli bir çözüm bulunamadı. İktidar
dışındaki partilerden dönem dönem bu durumun vahametine ilişkin açıklamalar
dışında bu yüzbinlerin yaşamı günden güne derinleşen sorunlarla devam
etmektedir. Maalesef yaşamı devam etmeyip ölen, intihar eden ya da göç eden
büyük bir kitle de bulunmaktadır. Bu vahim adaletsizliğin müsebbibi olan iktidar
cenahında ise kulak ardı etme durumu var.
81 ile yayılan ihraçlar bu anlamda önümüzdeki seçimlerin önemli bir seçmen
grubunu kesmektedir. Kim ne derse desin her kesimden yurttaşların bulunduğu
ihraçların siyasal tercihi referanduma yansımıştır. İhraçlar ve ailelerinin
hangi ittifak veya partiye oy verecekleri elbette bilinmeyebilir ama kime veya
hangi ittifaka oy vermeyecekleri günden güne netleşen bir durumdur.
İhraçlarının üzerinden geçen yüzlerce günden sonra kimse ihraçların AKP-MHP
ittifakına veya bu zulme susan partilere oy vermesini beklememelidir.
150 bini aştığı söylenen ihraçlar; nedeni açıklanmadan bir KHK’yle bir
gecede işten atılalı “yıllar” oldu. 2017 referandumundan görmesi gereken
uyarıyı göremeyen siyasal iktidar, hukuksuz ihraçlarını sürdürmüştür. Geçen
bunca süreye rağmen sadece 310 kişiyi döndüren OHAL komisyonu dışında yine KHK’lere
toplamda 3 bine yakın kişiyi döndürmüştür. Özetle yüz bini aşan sayıda ihraç bu
adaletsizliği iliklerine kadar yaşamaya devam etmektedir.
İhraç edilenlerin % 90’dan fazlası[1] , bu
ülkenin üniversitelerinde okumuş, yıllarca kamu hizmeti vermiş ve kamu hizmeti
verirken herhangi bir sorgu sual soruşturma görmemiş, olağan hukuk uygulansa
masum insanlar. İhraç edilenlerin uğradığı haksızlığın ve mağduriyetin dünya
tarihinde bir örneği daha yoktur. Hem nitelikli hem de deneyimli olan
onbinlerce yurttaş hiçbir darbe döneminde dahi yaşanmayan bir zulme maruz
kalmaktadır.
İhraç edilenler uğradıkları bu büyük zulme karşı önce idare mahkemesi
yollarını denedi ama AKP iktidarı onların suçsuz olduğunu bildiği için
mahkemelerde karşılarına çıkmadı. Zaman kazanmak için mahkeme yollarını
kapattı. Aynı zamanda meclis gündemine gelmesi gereken KHK’leri gündeme
almayarak Anayasa Mahkemesini de işlevsiz bıraktı. Sonra tüm KHK’leri bir gece
ansızın kanunlaştırdı ama Anayasa Mahkemesi üzerinde yetkilendirdiği OHAL
komisyonuna havale etti. An itibariyle kanunlaşmasına rağmen KHK’leri
denetleyemeyen bir Anayasa Mahkememiz ve bu mahkemenin yetkilerini aşan bir
OHAL komisyonu bulunmaktadır.
İlk KHK’den tam bir yıldan fazla süre sonra 14 Eylül 2017’de başvuru almayı
sonlandıran OHAL komisyonu 240 günden fazladır inceleme yapmakta ancak
daha sadece 310 kisinin dönüşü için karar almış durumdadır. Komisyon karar
vermek için neyi bekliyor ki. Yüz bini aşkın kişi yıllarca komisyonu ve sonrasında
idare mahkemesi sürecini bekleyecek. AKP adaleti bu kadar!
Yüzbinlerce ihraç, eşleri, çocukları, anne-babaları daha geniş çevrede
arkadaşları, tanıdıkları esnaf, kiracısı oldukları ev sahibi, vs. etraflarında
söz kurdukları onları tanıyan herkes bu “işten atma işleminin haksız olduğunu”
biliyor. 28 Şubat sürecinde üniversiteye alınmayan baş örtülülere gösterilen
duyarlılığın daha yoğun şekilde “üniversite bitirmiş, işe girmiş ama şimdi
kamuya giremeyen yüzbinlere gösterileceği” gün gibi aşikardır. OHAL baskısı,
medyasızlık ve genel korku iklimi yapılan bu zulme karşı çıkan seslerin tam ve
etkili duyulmasını önlemektedir. Referandum gösterdi ki İstanbul, Ankara gibi
ihraçların en yoğun olduğu yerlerde siyasal iktidar zemin kaybetmiştir. Bu
zemin kaybı ülkenin en büyük metropolü olan Ankara, İstanbul, Bursa gibi Büyükşehir
Belediye başkanlarının sessiz sedasız istifası ile sonuçlanmıştır. Bu “mental”
yorgunluğa ihraçların 24 Haziran seçimlerinde söyleyecek sözü var elbette ;
İhraçlar ve milyonlara varan “seçmenleri” kime oy verecek? sorusu sorumlu
olan siyasal iktidarın tabanından doğru sorulan bir sorudur. İhraçların
uğradığı haksızlığın komisyon, mahkeme vb. bir yerde telafisi artık mümkün
değildir. Meclis bugün KHK’leri bir yasa ile iptal etse dahi bir yıldan
fazladır yaşanılan zulüm sona ermiş olacak ama yaşanılan haksızlıkların
sonuçları devam edecek. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve masumiyet karinesi
yasa ve anayasalar ihlal edilerek ortadan kaldırıldı. İhraçlara yapılan
haksızlığın hukuken sorulması gereklidir. Bu nedenle AKP’ye sadece mahkemelerde
değil sandıkta da hesap sorulmalıdır. Bu hukuksuzluğun en hızlı ve adil çözümü tüm
KHK’lerin mecliste derhal tüm sonuçları ile iptal edilmesiydi. Ancak baskın
seçim takvimi nedeniyle bunun yapılabilmesi mümkün gözükmemektedir. Bunu
zamanında yapmayan iktidar ihraç veya ihraç yakını seçmenleri gözden tamamen
çıkarmış demektir. Her ihraç kendi öyküsünü etrafındaki tüm insanlara ulaştırsa
yapılan haksızlık ve bu haksızlığa neden olan iktidar için negatif anlamd
yeterlidir. Bir milyonu aşan seçmen bugünden başlayarak 2018 genel seçimleri
için çalışmalı ve AKP’den hesap sormalıdır.
Hukuktan kaçan, Mahkemeden, OHAL komisyonuna sığınan ve bu komisyonu
işlettirmeyen AKP iktidarıdır. Hesabını sandıkta vermelidir. Haydi ihraçlar
hesap sormak için seçim çalışmasına. Sizi kamudan ihraç edenleri meclisten veya
en azından iktidar olmaktan ihraç etmek elinizde.
Tamam derseniz diyor ya… Wallah billah tamam. Yeter artık… 600 gündür ihraç
olan biri ne desin artık…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder