Türkiye tarihinde yaşamadığı ve
muhtemel bir daha yaşamayacağı bir hukuk dışılığın içerisinde debelenmektedir.
Açıkça hukuka aykırı onbinlerce ihracın şimdiden geri dönüş maliyetleri ve
tazminatları 100 Milyonu geçmiş durumdadır. İhraç edildikten sonra çeşitli KHK’lerle
işlerine iade edilen yaklaşık 1500 kişiye ödenen tazminat 100 milyonu
geçmiştir. OHAL’in kalkması durumunda veya OHAL Komisyonu aşaması geçildiğinde
mahkeme (idare, anayasa, AİHM) aşamalarında, çoğunlukla olağan hukuka aykırı
olan bu ihraçların tazminat giderleri tüm toplumun ödediği vergilerle
ödenecektir. Birçok başlıkta olduğu gibi siyasal iktidarın irrasyonel
siyasetinin maliyetini toplum ödeyecektir. Sürecin 2 yılı aşması durumunda on milyarlarca tazminatın topluma yük olma olasılığı yüksektir.
İhraçların geri dönüş süreçleri
uzadıkça ortaya çıkan açık zarar ve ödenmesi gereken tazminat miktarları artmaktadır.
Siyasal iktidar tamamen irrasyonel bir şekilde hem yüzbinleri aşan sayıda kamu
emekçisini kamu hizmeti üretiminden uzaklaştırarak toplumsal bir zarara neden
olmaktadır hem de işe iade durumlarında ödenecek tazminatları topluma yansıtmak
durumunda kalınca toplumsal bir maliyete neden olmaktadır. Aşağıdaki tabloda en
düşük maaş alan bir ihraç için, mahrum kalınan maaş, sosyal güvenlik ve bileşik
faizleri göz önünde bulundurularak hesaplanan farazi değerlendirme, şimdiye
kadar yapılan iadeler için gerçekleşen durumdur. Buna göre sadece tek ihraca işe iade
edilmediği her yıl için en az 69 bin lira tazminat ödenecektir. 14 Temmuz’da
işe iade edilen 1 Eylül 2016 ihraçlarına daha fazla tazminat ödenmiştir. Bundan
sonraki iadelerde de benzer bir durum yaşanacaktır ve bu fatura tüm topluma
fatura edilecektir.
HESAPLAMA YÖNTEMİ
|
TAZMİNAT MİKTARI
|
|
Bir Kişi
Bir Yıllık Tazminat (Minimumdur)
|
(5000*12)+(5000*12*15/100)
|
69.000
|
100.000
Kişi İçin Bir Yıllık Tazminat
|
(5000*12)+(5000*12*15/100)*100.000
|
6.900.000.000
|
100.000
Kişi İçin İki Yıllık Tazminat
|
(5000*12)+(5000*12*15/100)*100.000*2
|
13.800.000.000
|
100.000
Kişi İçin Üç Yıllık Tazminat
|
(5000*12)+(5000*12*15/100)*100.000*3
|
20.700.000.000
|
…..
|
….
|
…
|
İade ve Tazminatlar Kesin midir?
Olağan hukuka göre “memuriyetten
men” gerektirecek herhangi bir fiil, davranış veya suç içerisinde olduğu
delillerle sabit olmayan herkes için, evet kesindir. İhraçların % 90’nı bu
şekilde herhangi bir suç isnadı veya soruşturma yapılarak yapılmamış görünmektedir.
Aşağıda anayasa ve kanunlarda cari olan düzenlemelere yorumsuz bir şekilde bu
toplumsal “mali” faturanın büyümemesi için gerekli referanslar
gösterilmektedir. Olağan hukuk uygulanmaya başladığında bu iade ve tazminatlar
aşağıdaki hükümlere göre toplumsal mali faturanın yüksek olacağına işaret
etmektedir.
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre; Türkiye bir hukuk devletidir (m.2) ve Anayasa hükümleri, yasama, yürütme
ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan
temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. (m.11). Temel hak
ve hürriyetlerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili
maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.
Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve
lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. (m.13) OHAL,
Sıkıyönetim ve savaş hali dahi olsa; savaş hukukuna uygun fiiller sonucu
meydana gelen ölümler dışında;
·
kişinin yaşama hakkına,
·
maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne
dokunulamaz;
·
kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz,
·
ve bunlardan dolayı suçlanamaz;
·
suç ve cezalar geçmişe yürütülemez;
·
suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar
kimse suçlu sayılamaz.
· Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere
aykırı işlemler yapılamaz (m.15)
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre; kimse, “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir
fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için
konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile
ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre; Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse
kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya
bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre; Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre; Ceza sorumluluğu şahsîdir.”(m.38)
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre; Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere
başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. Kişinin, resmî görevliler
tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe
tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır. (m.40)
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre;”“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun
hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa
Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve
özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı
hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma
hükümleri esas alınır.(m.90)”
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre;” “Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer. (m.91)”
“Yürürlükteki” 1982 Anayasaya
göre;” “Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde
kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı
gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce
onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir. (m.121) ”
HİÇBİR OHAL KHKSİ SÜRESİ İÇERİSİNDE MECLİSE SUNULMAMIŞTIR. ÜLKE "OHAL'DEN GEÇERKEN" MECLİS TATİLE GİRMİŞTİR. 30 gün süresi aşılmayan tek KHK14 temmuz 2017 KHK'sidir.
iSTER OHAL OLSUN İSTER SIKIYÖNETİM İDARE KEYFİ, İSTİHBARİ, İLTİSAKİ VB. OLAĞAN HUKUK DIŞI FISILTILARLA YÜZBİNLERİN YAŞAMIYLA OYNAYAMAZ. HER TÜRLÜ EYLEM VE İŞLEMİNE KARŞI YARGI YOLUNA GİDİLECEKTİR. BUGÜN GİDİLEMİYORSA YARIN GİDİLECEKTİR. VE İDARE KENDİ EYLEM VE İŞLEMLERİNDEN DOĞAN ZARARI ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR.
ÇÜNKÜ KAMU EMEKÇİLERİNİN GÜVENCE VE SAVUNMA HAKKI KEYFİ MÜDAHALEYE AÇIK DEĞİLDİR. YARGI DENETİMİNİN DIŞINA OHAL FIRSATÇILIĞI NEDENİYLE ÇIKILMIŞ OLAN BU DURUM OHAL BİTTİĞİNDE SİL BAŞTAN YUKARIDA İFADE EDİLEN FATURAYI KABARTACAKTIR.
OHALİN UZATILMASININ FATURASI İLE İPTAL EDİLMESİ ARASINDAKİ FATURAYI TOPLUMUN TERCİHLERİ BELİRLEYECEKTİR.
SON BİR SORU? "ANAYASA YÜRÜRLÜKTE MİDİR?"
HEP B-ÖYLE Mİ KALACAK?