Türkiye’de 15
Temmuz 2016 tarihinde bir “darbe girişi” yapıldı. Bu tarihten 5 gün sonra OHAL
ilan edildi ve çok kısa bir süre içerisinde çıkarılan KHK’ler ile (668, 669, 670
sayılı KHK’ler) yaklaşık 6.000 kişi “darbecilik” ile suçlanarak işten atıldı. Çoğunluğu
asker ve polis olan bu işten atmalar OHAL başlangıcı olan dönemde yeni darbeden
çıkma ve 249 kişinin yaşamını yitirdiği binlercesinin yaralandığı süreç
nedeniyle hiçbir şekilde tartışılmadı. Çok cılız bir şekilde “adil
yargılanmaları” yönündeki talepler kopan gürültü arasında kayboldu gitti.
Ancak
darbeden 48 gün sonra çıkarılan KHK ile 50.684 kamu emekçisi işten atılınca
OHAL’in nasıl bir toplumsal faciaya dönüştüğü fark edilmeye başlandı. Allah'ın lütfu OHAL uzatıkça muhalif ne/kim varsa hedef oldu. En son, darbeden 288 gün sonra 29 Nisan tarihinde yaklaşık 4.000 insan işten atıldı. 16 Temmuz akşamı "darbe girişi" bitti ama kendisi gelişerek devam ediyor. Toplam işten atılan KHK'li sayısı 110.000'i geçti. 700.000 yeni işsiz ortaya çıktı.
Çoğunluğu üniversite
mezunu, çoğunluğu AKP döneminde işe girmiş ve hakkında herhangi bir soruşturma açılmayan,
savunma hakkı kullanamayan binlerce kişi;
1) Masuniyet karinesi,
2) Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi,
3) İdari kararla suç ve ceza inşa edilemez ilkesi,
4) Sert çekirdekli haklar KHK ile düzenlemez ilkesi,
5) Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi
6) Kanunların geriye yürümezliği ilkesi
...
İHLAL EDİLEREK İHRAÇ EDİLDİ.
İhraçlar,
olağan hukuk kapsamında
1) AİHM İçtihatlarına,
2) Anayasa Mahkemesi içtihatlarına ve kararlarına
3) Birçok uluslararası sözleşmeye,
4) Cari anayasaya,
5) Yüzlerce temel kanuna (Medeni, Ceza, DMK, 4688,
İYUK, vb.),
6) OHAL Hukukunun kendisine (Sendikaların
kapatılması örneğin)
...
AYKIRIDIR.
AİHM, 12
Haziran 2017 tarihinde vahim ve tarihsel yanlı-ş olan bir karar vermiştir. 2
milyona varan mağduru ilgilendiren bir hukuksuzluk rejiminin ihtiyaçları
yönünde karar almıştır. “İç hukuk yollarının tüketilmesi” olarak sunulan “Komisyon’un”
Ocak ayından bu yana hala oluşmamış ve göreve başlamamış olması dahi bir veri
olarak yeterlidir. Ayrıca kurulan komisyonun “bir hukuk yolu” olarak
öngörülmesi dahi AİHM ve Venedik Komisyonunun genel eğilimleri ve tavsiyelerine
aykırıdır. Faşizmin giderek yerleşikleştiği bu düzende,
1) Yargı bağımsızlığının olup olmadığının artık
tartışılmadığı,
2) Kuvvetler ayrılığının olup olmadığının tartışılmadığı,
3) Hakim güvencesinin olup olmadığının artık tartışılmadığı bir ülkede tamamen
siyasal iktidarın atamasıyla oluşan “olağan hukuka aykırı bir komisyonun” hukuk
yolu olduğunu iddia etmek hukuktan kasıt ne olduğunu açıklamayı gerektirir.
Her
4 hakimden birinin işten atıldığı, yasama-yürütme erklerinin bir kişiye
endexlendiği ve görevdeki hakimlerin her an iltisaklanabileceği yerde “hukuk
yolu” aramak ilginç bir çabadır.
Darbeden
106 gün sonra yoğunlaşan KESK’li ihraçlar (675 Sayılı 29 Ekim tarihli KHK’den
önce ihraçlar içerisinde KESK’li oranı % 1’in altındadır. Şu an % 3
civarındadır.) iç hukuk yolunu aşmak amacıyla dava açmışlardır. İdare
mahkemeleri ve bölge idare mahkemeleri aşamalarında OHAL KHK’lerine yargı yolu
açık olmadığı belirtilerek mahkemeler ret kararları vermişlerdir. 690 sayılı
KHK ile mahkemelere bu yönde ret kararı vermeleri için talimat verilmiştir. Yani iç hukuk yolu aslında yasaklanmıştır. AİHM'in vahim kararı bunun üzerine verilmiştir.
AİHM,
yüzbinlere varacak olan başvuruları “bir iş yükü olarak” değerlendirmiş ve
tıpkı siyasal iktidarın kanundan kaçma girişimi olan OHAL gibi kendine süre
çıkarmıştır. OHAL devam ettikçe komisyonun işleyeceğini düşünmek abesle
iştigaldir. Komisyon üyelerinin siyasal iktidarın talepleri dışında esas
alacağı bir temel ilke/kural/yasa/anayasa yoktur. Aksi takdirde ilgili KHK’de
belirtildiği üzere iltisaklanma riski her zaman vardır. Böyle bağımlı bir
komisyonu, AİHM tüm karşı görüşlere rağmen “iç hukuk yolu” olarak saymıştır. Bu karar
üstüne ancak içilir. Geciken adalet adalet değildir. Komisyonun kuruluşundan
bugüne anlaşılan şudur: Ömrü karga kadar uzun, hızı kaplumbağa kadar yavaştır. Hiçbir
şekilde hukuki değil, darbe girişinin gelişme bölümüdür.
NOT: MADEM Kİ
MAHKEMELER İŞE YARAMIYOR. OHAL SÜRESİNCE ADLİ TATİLE ÇIKARILSINLAR. HEM
TASARRUF OLUR. HEM DE TATİLDE DİNLENEN YARGIÇLAR BAĞIMSIZLAŞIR İYİCE… Aşağıdaki haritada sadece işten atılan öğretmenleri göreceksiniz. Bu haritayı mimarına, AİHM'in yüce yargıçlarına ve bağımsız tüm yargıçlara kapak fotoğrafı olarak armağan ediyorum.
Kaynak: İHOP OHAL Raporu,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder