Kime oy verecekleri elbette
bilinmeyebilir ama kime oy
vermeyecekleri günden güne netleşen bir durum. 150.000 kamu çalışanı
nedeni açıklanmadan bir KHK’yle bir gecede işten atılalı “yıllar” oldu. Bu yazı
aslında erken yazılmış geç bir yazıdır. 2017 referandumundan görmesi gereken
uyarıyı göremeyen siyasal iktidar, hukuksuz ihraçlarını sürdürdü.
İhraç edilenlerin % 90’dan
fazlası[1]
, bu ülkenin üniversitelerinde okumuş, yıllarca kamu hizmeti vermiş ve kamu
hizmeti verirken herhangi bir sorgu sual soruşturma görmemiş, olağan hukuk uygulansa masum
insanlar. İhraç edilenlerin uğradığı haksızlığın ve mağduriyetin dünya
tarihinde bir örneği daha yoktur. Hem nitelikli hem de deneyimli olan
onbinlerce yurttaş hiçbir darbe döneminde dahi yaşanmayan bir zulme maruz
kalmaktadır.
İhraç edilenler uğradıkları bu
büyük zulme karşı önce idare mahkemesi yollarını denedi ama AKP iktidarı
onların suçsuz olduğunu bildiği için mahkemelerde karşılarına çıkmadı. Zaman
kazanmak için mahkeme yollarını kapattı. Aynı zamanda meclis gündemine gelmesi
gereken KHK’leri gündeme almayarak Anayasa Mahkemesini de işlevsiz bıraktı.
İlk KHK’den tam bir yıldan fazla
süre sonra 14 Eylül 2017’de başvuru almayı sonlandıran OHAL komisyonu 200 günden fazladır inceleme yapmakta ancak
daha sadece 310 kisinin dönüşü için karar almıştir. Komisyon karar vermek için neyi bekliyor ki... onbinlerce kişi yıllarca komisyonu ve sonrasında idare mahkemesi sürecini bekleyecek. Akp adaleti bu!
Yüzbinlerce ihraç, eşleri,
çocukları, anne-babaları daha geniş çevrede arkadaşları, tanıdıkları esnaf,
kiracısı oldukları ev sahibi, vs. etraflarında söz kurdukları onları tanıyan
herkes bu “işten atma işleminin haksız olduğunu” biliyor. 28 Şubat sürecinde
üniversiteye alınmayan baş örtülülere gösterilen duyarlılığın daha yoğun be
katmerli şekilde “üniversite bitirmiş, işe girmiş ama şimdi kamuya giremeyen
yüzbinlere gösterileceği” gün gibi aşikardır. OHAL baskısı, medyasızlık ve
genel korku iklimi yapılan bu zulme karşı çıkan seslerin tam ve etkili
duyulmasını önlese de referandum gösterdi ki İstanbul, Ankara gibi ihraçların
en yoğun olduğu yerlerde siyasal iktidar zemin kaybetmiştir. Bu zemin kaybı
ülkenin en büyük metropolü olan İstanbul büyükşehir belediyesinin başkanının
sessiz sedasız istifası ile sonuçlanmıştır. Benzer bir durum Başkent B.Ş.
Belediye Başkanı için mukadder görünmektedir. Bu meNtal yorgunluğun bir nedeni
son oylama da alınan yenilgidir.
Gelelim başlığa; İHRAÇLAR ve MİLYONLARA VARAN “SEÇMENLERİ”
KİME OY VERECEK?
Uğradığımız haksızlığın komisyon,
mahkeme vb. bir yerde telafisi mümkün değildir. Meclis bugün KHK’leri ret etse
bir yıldan fazladır yaşadığımız zulüm sona ermiş olacak ama yaşadığımız
haksızlık unutulacak türden değildir. Bu nedenle AKP’ye sadece mahkemelerde
değil sandıkta da hesap sorulmalıdır. Bu hukuksuzluğun en hızlı ve adil çözümü
KHK’lerin mecliste derhal tüm sonuçları ile iptal edilmesidir. Bunu yapmayan
bir AKP 2019’da sandığa öyle gömülmelidir ki insanlık için ders verici bir dem
olsun. Bunu yapabilmek için her ihraç kendi öyküsünü bu amaçla etrafındaki tüm
insanlara ulaştırsın yeterlidir. Bir milyonu aşan seçmen bugünden başlayarak
2019 yerel ve genel seçimleri için çalışmalı ve AKP’den hesap sormalıdır.
Hukuktan kaçan, Mahkemeden, OHAL komisyonuna sığınan ve bu komisyonu
işlettirmeyen AKP iktidarıdır. Hesabını sandıkta vermelidir. Haydi ihraçlar hesap sormak için seçim çalışmasına. Sizi kamudan ihraç edenleri meclisten ihraç etmek elinizde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder