TÜİK her ay açıkladığı gibi dün resmi işsiz verilerini açıkladı. Emek açısından çok da olumlu bir gelişme yok gibi. İşsizlik oranları ve sayıları önceki dönemlere ve aylara göre artış gösterdi. Özellikle genç ve kadınlarda işsizlik oranlarında tarihi artışlar açıklandı. İş aramaktan bıkanların dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik oranları % 20 bandına yakın kalmaya devam ediyor. Yani 15 yaş üzerinde iş yapmaya hazır olup da işi olmayanların oranı budur. İstihdam artışı, işgücü artışını mass edecek kadar yeterli değil. Bu eğilimin devam etmesi durumunda yılsonu işsizlik sayıları geçen yıl yaşanan “Cumhuriyet tarihinin en yüksek değerlerini de” yani 4 milyonu aşacak gibi görünmektedir.
Üç hafta önce açıklanan üç yıllık Orta Vadeli Programda “programlananın” aksine hem işsizlik hem de enflasyon oranlarının halen yükselmekte olduğu görülmektedir. OHAL uygulamasının başlatıldığı Temmuz 2016 döneminden bu yana istihdam artışı içerisindeki kayıtdışı istihdam oranının artma eğilimi devam etmektedir. 2017 yılından önce erkek istihdamında bazı dönemlerde istihdam artışının içerisinde kayıtdışı oranı % 100’ün üzerinde iken bu eğilim 2017 yılı içerisinde kadın istihdamında daha çok görülmeye başlandı.
Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere en son açıklanan Temmuz 2017 verilerine göre işe yerleşen her yüz kadının 74’ü kayıtdışında işe yerleşmiştir. Bu oran genel ortalamada % 58’dir. Son 12 aydır işe yerleşenlerin % 55’i kayıtdışı işlerde işe yerleşmiştir. Yakın dönem bu yüksek kayıtdışılık geçen yıl aynı dönemde 34,3 olan genel kayıtdışılık oranını, yaklaşık bir puan arttırmış ve 35,2 bandına yükseltmiştir. Bu oran erkeklerde 0,6 puan artarak % 30, kadınlarda ise 1,4 puan artarak % 47 olmuştur. Yani kadınlarda genel olarak zaten yüksek bir kayıt dışılık istihdamı mevcuttur. 2015 yılında düşme eğiliminde olan kayıt dışılık 10 dönemdir artış eğilimini kesintisiz sürdürmektedir.
Sigortasız çalışan 10 Milyon 131
bin kişin % 41’i tarım dışı sektörlerde çalışmaktadır. Toplam istihdamın
30,8’ini oluşturan kadınlar, kayıtdışı istihdamın % 41,1’ini oluşturmaktadır. Kayıtdışı
istihdamın kadınlarda yüksek olma nedenlerinden biri, kadın istihdamının tarım
yoğunluklu olması ve bu sektörde kadın kayıtdışılık oranının % 94,7 oranı gibi
çok yüksek bir oranda olmasıdır. Ancak tarımdışı alanlarda da kadın
kayıtdışılık oranının daha yüksek olduğu görülmelidir. Özellikle ekonomik kriz
dönemlerinde işgücü piyasasına daha çok dahil olmak zorunda kalan kadın
emeğinin en kötü çalışma koşullarına ve en düşük ücretlere tabi kılındığı
bilinmektedir.
Kaynak: TÜİK Temmuz Dönemi Hanehalkı İşgücü İstatistikleri
|
Toplam İstihdam
|
Kayıtdışı İstihdam
|
Toplam Kayıt Dışı Oranı
|
Tarımda Kayıtdışı Oranı
|
Tarım Dışı Kayıtdışı Oranı
|
Toplam
|
28.758.000
|
10.131.000
|
35,2
|
84,5
|
22,2
|
Erkek
|
19.898.000
|
5.966.000
|
30,0
|
75,6
|
21,2
|
Kadın
|
8.860.000
|
4.165.000
|
47,0
|
94,7
|
25,0
|
Kayıtdışı istihdamın neden
arttığı ayrıntılı bir araştırmayı gerektirmektedir. Ancak son bir yıl
içerisinde emeği koruyan birçok uygulama OHAL KHK rejimi eliyle ortadan
kaldırıldı. Gerek kamu emekçilerinin iş güvencesinin KHK’lerle aşındırılması,
gerekse taşeron uygulamasının kamuda ve özel sektörde “temel istihdam biçimi
halini alması”, sendikalılık oranlarının düşmesi ve örgütlü emeğin
kısıtlanması, grevlerin engellenmesi, mesai ve izin düzenlemelerinin emek
aleyhine yasalara tabi kılınması, bizzat işsizliğin artması gibi faktörler
kayıtdışılığın artış nedenleridir. Bunlara ek olarak milli istihdam
seferberliği adı altında işverenlere teşvik verilmesi ve kursiyer/stajyer
“eğreti” istihdamının kendisi bizzat kayıtdışılığın özendirilmesi şeklinde
ortaya çıkmıştır.
10 milyon 131 bin kişinin % 35’i
ücretli veya yevmiyeli işlerde kayıtdışı çalışırken, % 32’si ücretsiz aile
işçisi ve % 30’u da kendi hesabına çalışandır. İşveren olanların sadece % 2’si
kayıtdışındadır. Tarım dışı sektörlerde kayıtdışı çalışanlar içerisinde
ücretlilerin oranı % 60 iken kendi hesabına çalışanlar % 27, ücretsiz aile
işçileri % 9 ve işverenler % 4'ü oluşturmaktadır.
Kayıtdışı çalışan sayısının 10
milyonu “yeniden” aşma nedenlerinden birisi olarak ifade edilen ve bir yılını
dolduran “kiralık işçilik uygulamasının” legal hale getirilmiş olması, işletmelere
“geçici iş ilişkisi adı altında” bir çok sürekli işi kayıtdışı yaptırma imkanı
sunmuştur. İstihdam “geçici” olursa işsizlik “riski” daimi olur. Son bir yıl
içerisindeki işsizlik artışlarında bu faktör göz önünde bulundurulmalıdır.
İşletmeler herhangi bir şekilde istihdamın sosyal boyutunu öngörmeden kar amacı
dışında bir saikle hareket etmez hale getirilmektedir. Özel istihdam büroları
eliyle güvenceli, daimi ve aynı işyerinde istihdamın azaltıldığı bu süreçte
emeğin reel kaybı sadece satın alma gücünün azalması değil aynı zamanda
kayıtdışılığa itilme şeklide de gerçekleşmektedir.
Kayıtdışılığın artış
nedenlerinden biri de turizm ve tarım sektöründe yaşanan krizlerin etkisi
olarak ifade edilebilir. Her iki sektörde de kayıtdışı ve mevsimselliğin çok
olması işsizliğin görece az artmasını açıklarken, yaşanan kayıtdışılığa dair de
fikir vermektedir. Ayrıca “sezon sonuna doğru” bu yüzbinlerin de işsiz sayısına
dahi olacağı öngörülmelidir.
Sonuç olarak artan kayıtdışılık
tesadüfen değil uygulanan politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Kendisi başka bir yazının konusu olan “kamuda toplum yararına programlar (TYP)”
kapsamında asgari ücretli olan işler için bile bir kadroya 20’den fazla kişinin
başvurduğu bir yerde, avukatların ve hatta mühendislerin asgari ücretli
çalıştırıldığı bir yerde, mülteci emeğinin bu kadar korumasız kaldığı bir
yerde, kadın emeğinin görünmez ve değersiz kılındığı bu yerde kayıtdışılığın bu kadar yayılması olağandır.
OHAL’in 5. uzatmasının ilan
edildiği bu ülkede kayıt içinde kalmak, yani sigortalı çalışmanın yüklerini
taşımak emekçilerin de tercih etmediği bir duruma dönüşmektedir. Artık,
kayıtiçi çalışmak emekli olunabileceği anlamına gelmemektedir. İhraç edilenler
de dahil emekliliği geldiği halde emekli yapılmayanlar veya emeklilik işlemleri
geciktirilenleri görenler kayıt içinden kaçmaktadır. “Prim yatırsak da
emeklilik hayal,” “- patron, benim primimi yatırma, bir miktarını ücret olarak
öde”, “kayıtlı çalışırsam sadece sigorta primi değil Zorunlu Bireysel Emeklilik
(ZBU) uygulaması kapsamında da ödeme yapacam” diyenler kayıtdışı çalışmaktadır.
Ancak bu maddelerin hiçbiri işçilerin
kayıtsız, güvencesi, sendikasız, örgütsüz olmasından daha etkili nedenler
değildir. Sendikalı işçilerin işten çıkarıldığı, hukuken korunmadığı bir yerde
bu tarz gelişmelerin yaşanması olağandır. Türkiye’de uzunca bir dönemdir
ekonomik büyümeye rağmen refahı artmayan büyük bir emek kesimi bulunmaktadır.
“Yoksullaştıran büyüme”, “çalışan yoksullar” bu kayıtdışı çalışmanın
sonuçlarıdır. Özellikle metropollerde uzun çalışma saatleriyle yıllarca
çalıştırılıp yoksullukla cebelleşen milyonların olduğu bir ülkede yaşamaya
devam ediyoruz. Bu Yaşamaksa!
*Not: Bu yazı 17.10.2017 tarihinde BİANETTE Yayınlanmıştır. Tüm Bianet Yazıları için Lütfen Tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder