Son bir hafta içerisinde zaten birçok yapısal kriz içerisinde olan Türkiye Ekonomisi, bir tür türbülansa girdi. Bu süreçte döviz kurlarındaki radikal artış ekonomide krizin boyutlarını göstermek için önemli bir veri olarak değerlendirilmelidir. Döviz kurundaki sürekli artış dışında da devam edegelen krizin bir çok göstereni bulunmaktadır. Türkiye ekonomisi, 20 Temmuz 2016'da "üç ay bile sürmeyecek" denilen OHAL'in 2 yıldır etkisi altında. Bu süreçte döviz kuru gibi enflasyon, işsizlik, bütçe açığı, cari açık gibi birçok göstergede negatif eğilimler derinleşti.
Ekonominin temel batma nedenleri kısaca her alanda "AKP'nin olağandışılaşmayı olağan hale getirmesi" olarak ifade edilebilir. Bugün herhangi bir erke güvenin sarsılmadığı, yargının tamamen siyasal olmadığı, heryerde 3 Y'nin (yüzsüzlük, yolsuzluk, yandaşlık) egemen olmadığı nasıl ifade edilebilir?
AKP; OHAL KHK KAYYUM ATAMA ve İHRAÇLARI ile, Kamu sektörü başta olmak üzere ekonomide liyakatsiz yandaşlarla, barış ve güven ortamına bizzat kast ederek ülke ekonomisini OHAL fırtınasına bırakmıştır. Baskın seçimin ana nedeni ekonominin sürdürülebilemez durumudur. Bugün açığa çıktığı gibi "jölemtırak ekonomi ekibi" çuvallamıştır. Ne dedilerse tersi çıkmıştır. Ne orta vadeli program ne de hükümet programları bir anlam ifade etmemektedir. Hepsi daha ilk haftada kadük kalmıştır. Her yerde 2023 diye 10 yıldır dolaşan AKP'lilere, mevcut durumun şuan 2013'ten daha kötü olduğunu resmi TÜİK, TCMB verileri gösterebilir! Özetele #AKPgidicidir.
Son iki günde ülke ekonomisi, 4,60'ın altından 4,90'nın üzerine çıkan bir dolar kuru ile yüz yüze kalmıştır. Olayı dış mihraklara bağlayıp karanlıkta ıslık çalan iktidarın tutumunu anlamak mümkün değil. Bu radikal "yangına" BİST eldeki "son" dolarları satarak benzin dökmüştür. Bu kadar oynak bir kur düzeni varken bir sonraki krizde BİST kısa vadeli ihtiyacı da mı gözden çıkarak. Ya da serbest piyasa da döviz alımında kısıtlamaya ne oranda gidilebilir. Gelelim birçok ekonomistin önerdiği faiz arttırımı seçeneğine... Faiz arttırımının sınırları yok mu? Söz konusu bu savrulma hali ne kadar sürdürülebilir. Zaten dışa bağımlı olan bir ekonomide "dış mihrak açıklaması" ne kadar açıklayıcıdır? Ek faiz ödemesini kim yapacak?
AKP yandaş yazarlarının açıklamalarına laf yetiştirmeniz mümkün değil. TCMB verileri ve faiz artışlarına dair veriler incelediğinde gerçek ve gittikçe kötüleşen durum ortaya çıkmaktadır. OHAL başladığı günden bu yana hem kur, hem faiz hem de enflasyon birlikte artmıştır. Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere; II. OHAL Döneminden başlamak üzere 7 defa uzatılan OHAL döneminde 7 defa da faiz arttırımı gerçekleşmiştir. Bu kapsamda GLP faiz oraları, 9,75'ten 16,50'ye yükselmiştir. 16,50 oranı 2009 yılı başından bu yana görülen en yüksek orandır. Yine OHAL boyunda 3,5 puan artan faizin 1 kerede 3 puan daha artması son bir haftada yaşanan dengesizliğin boyutunu göstermek açısından önemlidir.
Tüm OHAL boyunca yaşanan ek 6,75 puanlık artışın faizde % 69'luk bir artışa tekabül ettiği görülmelidir.
AKP'nin OHALi, faiz arttırımı ile sonuçlanmıştır. AKP'nin tüm politik tercihlerinin sonuçları, faiz arttırımını zorunlu kılmaktadır. Faiz arttırımının yapılmaması durumunda kontrolsüz kur artışlarının meydana getirebileceği ve iflasların sonu gelmeyecek bir Türkiye ekonomisi olacağı görülmektedir. 1994, 2001, 2008 yıllarındakinden daha büyük bir çakılmaya doğru gidiyoruz.
Aşağıdaki tabloda da görülebileceği üzere III. Dönem OHAL'de başlayan GLP faizi artırımına rağmen, dolar ve euro kurları azaltılamamıştır.
Dolar ve Euro kurunun da OHAL Döneminde % 65 üzerinde bir artış sergilediği Türkiye ekonomisinde, halen OHAL tüm pervasızlığıyla yürürlüktedir. Cumhurbaşkanı OHAL'i grevleri yasaklamak için kullanabildiğini ifade etmiştir. Yine TOBB başkanının işçi davaları ile ilgili açıkamaları korkunç olup, AKP'nin emekçilere bakışını da göstermektedir. Devam eden OHAL, sadece hukuki yaşamı ve özgürlükleri kısıtlamamıştır aynı zamanda ekonomiyi "baltalamıştır".
OHAL'de işsiz sayısı artmış, Döviz kuru ve yukarıda belirtilen diğer başlıklar AKP eliyle bozulmuştur. OHAL'in ekonomiye etkisi aşağıdaki tablolarda özetlenmiştir.
Bitirirken, 16 yıldır iktidarı işgal eden bir partinin aynı sorunların çözümü için ek süre talep etmesi abesdir. Resmi verilerle OHAL'in ekonomiye etkisi yukarıda gösterilmiştir. Bu korkunç tablonun ve OHAL'in sonlanması AKP'nin iktidardan "ihraç edilmesiyle" mümkündür.