RAMAZANDA
FAİZ ARTTIRMAK CAİZ MİDİR EY SEÇMEN!*
24 Hazirandaki erken veya baskın
seçimin nedeninin, ekonomide yaşanacak derin bir kriz olduğu ifade edilmektedir.
“Ekonomik sorunlar ve işsizlik” birçok kamuoyu araştırmasında en önemli sorun
olarak öne çıkmaktadır. Erken seçim kararının deklere edildiği 20 Nisan
tarihinden bu güne üç defa arttırılan faiz oranına rağmen döviz kurunun
önlenemeyen yükselişi; kriz için “bize doğru yaklaşan cisim” değerlendirmeleri
ile sonuçlanmaktadır. Türkiye ekonomisinde işlerin “çok iyiye gittiğini
söyleyen” AKP cenahına karşı işçi, işveren, esnaf, çiftçi cenahından tam zıttı
yönünden sesler yoğunlaşarak yükselmektedir. AKP sözcüleri % 7,4’lük büyümeyi
esas alan bir değerlendirme yaparken, tüm toplum kesimleri artık çift haneli
olduğu kesinleşen enflasyon, işsizlik ve faiz oranlarının iyi işlemeyen bir
ekonominin verileri olduğunu söylemektedir.
Bu yazı kapsamında sadece OHAL
dönemi içerisinde TCMB Geç Likidite Penceresi (LON) faiz oranlarının eğilimleri
ve seçim kararı sonrasındaki vahim durum değerlendirilecektir. Aşağıdaki
tabloda görüleceği üzere 3 aylığına ilan ilk OHAL döneminde, 3 defa faiz
indirimi kararı alınmış ve toplamda 0,75 puanlık bir azalışla dönem
kapatılmıştır. II. Dönem OHAL’de 0,25’lik bir faiz artırımı kararı alınmış ve
Trump’ın ABD’ye Başkan olması sonrasında ABD’de hızlanan FED politikaları ile
bağlantılı bu artış izah edilmeye çalışılmıştır. III. OHAL döneminde iki defa
yapılan artışla OHAL döneminde net faiz artışı 1,25 puan olmuştur. Yani 3. OHAL
döneminin sonuna kadar OHAL de önemi öncesine göre sadece 1,25 puanlık bir faiz
artışı olmuştur. IV. Ve VI. OHAL döneminde ile 0,50’şer puanlık artış ile bu
değer 2,25’e yükselmiş, V. Ve VII. Dönem OHAL’ler’de ise faiz artışı
olmamıştır.
İçinden geçtiğimiz şu mübarek
OHAL günlerinde ise önceki tüm dönemlerden daha sık ve tüm dönemlerden daha
yüksek faiz oranları artmıştır. Erken seçim kararının netleştiği 20 Nisan
tarihinden 6 gün sonra ilave 0,75 puan,
bu günden 28 gün sonra ilave 3,00 puan ve bu tarihten 15 gün sonra ise 4,25
puan ilave faiz oranı artımı yapılmıştır. Gelinen aşamada faiz oranları OHAL
dönemi başına göre yüzde 102 artmıştır. Bu artışın % 76’sı erken seçim
kararından sonra gerçekleşmiştir.
OHAL DÖNEMİ
|
FAİZ KARARININ VERİLDİĞİ TARİH
|
Kaç gün sonra faiz değişti?
|
GLP FAİZ ORANI
|
FAİZ ORANI DEĞİŞİM MİKTARI
|
MARJİNAL DEĞİŞİM
|
I. OHAL DÖNEMİ
|
20.07.2016
|
|
10,25
|
-0,25
|
-0,25
|
24.08.2016
|
35
|
10,00
|
-0,25
|
-0,50
|
|
23.09.2016
|
30
|
9,75
|
-0,25
|
-0,75
|
|
II. OHAL DÖNEMİ
|
25.11.2016
|
63
|
10,00
|
0,25
|
-0,50
|
III. OHAL DÖNEMİ
|
25.01.2017
|
61
|
11,00
|
1,00
|
0,50
|
17.03.2017
|
51
|
11,75
|
0,75
|
1,25
|
|
IV. OHAL DÖNEMİ
|
27.04.2017
|
41
|
12,25
|
0,50
|
1,75
|
VI. OHAL DÖNEMİ
|
15.12.2017
|
232
|
12,75
|
0,50
|
2,25
|
VIII. OHAL DÖNEMİ
|
26.04.2018
|
132
|
13,50
|
0,75
|
3,00
|
24.05.2018
|
28
|
16,50
|
3,00
|
6,00
|
|
08.06.2018
|
15
|
20,75
|
4,25
|
10,25
|
Kaynak:TCMB[1]
İktidar cenahı dolar kurunun
4,92’ye yükselmesi sonucu önceden yüksek perdeden karşı çıktığı faiz artımına
sarılmıştır. Ancak ülkenin ekonomik dış mihrakları olarak “dışa bağımlığı” “dış
borcunun” ve “dış ticaret açığının” dramatik yükselişi nedeniyle bu faiz
artımları çok kısa süreli etki gösterebilmiştir. OHAL Döneminde ekonominin
temel göstergeleri kötüleştiğinden yapısal bir iyileşmenin işaretleri henüz
yoktur. Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere OHAL döneminde TL’deki değer
kaybetme göstergeleri çok dramatiktir.
|
OHAL DÖNEMİ BAŞINDA
|
VIII. DÖNEM OHAL’DE*
|
OHAL ETKİSİ
|
ARTIŞ
|
TÜFE (%)
|
8,79
|
12,15
|
3,36
|
38%
|
Dolar kuru
|
2,98
|
4,92
|
1,94
|
65%
|
Euro kuru
|
3,29
|
5,76
|
2,47
|
75%
|
Faiz (%)
|
10,25
|
20,75
|
10,5
|
102%
|
*Haziran itibariyle görülen en
yüksek değerler
Bu verilere karşın sabit ve
asgari ücretlilerin ücretlerindeki artış enflasyon oranlarının altında
gerçekleşmiştir. Enflasyonun % 38
arttığı OHAL döneminde asgari ücretliye verilen zam % 23’tür. Zaten kamu
emekçilerinin aldığı zam enflasyonun bile çok altındadır. Örneğin 2018 yılının
ilk dönemi için memurlara verilen % 4’lük zam nisan ayını çıkaramadan
enflasyonun altında kalmıştır.
Sonuç olarak kur ve enflasyon
riskinin olduğu, dışa bağımlı bir ekonomide sürekli ve radikal artan faiz
oranları; yatırımları ve dolayısıyla istihdamı sınırlayacak bir düzeye doğru
yükselmektedir. Türkiye’nin ekonomisinin “kırılgan” ülkeler arasında sayılması
dış açığının GSYİH oranının yüksekliği, rezervlerinin kur riski etkisiyle
azalması ve yüksek enflasyon ile açıklanmaktadır. [2]
Dış borç oranını GSYİH’nın % 60’ına yaklaşması durumu ise bir yıl içinde
gerçekleşecek ve 2001 krizinin yaşandığı dönemin çok üzerinde olacaktır.
Faiz oranlarının artması sadece
bir sonuçtur. OHAL’de tercih edilen hukuksuzluk, güvensizlik ve verimsizlik
ekonomisinin sonucudur. Ancak her sonuç gibi kendisi de yeni olumsuz
gelişmelerin nedeni olacaktır. AKP’nin OHAL ekonomisi, Türkiye’yi dünyada en
yüksek faizi veren ilk 5 ülke içerisine sokmuştur. Dünya genelinde düşük faiz
ve düşük enflasyon sorunu varken Türkiye çift haneli oranları ile göz
doldurmaktadır! Erdoğan’ın “lafta faiz karşıtlığı” ise içte ve dışta uyguladığı
irrasyonel siyasetle çelişmektedir. AKP’nin neden olduğu demokrasi krizi etkisi
yıllara yayılan ekonomik bir krizi başlatmıştır. Faiz oranları sadece bir
göstergedir. Yoksullaştıran, gelir dağılımını adaletsizleştiren ve sadece
sermaye sınıfına yarayan bir gösterge.
[1] http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Temel+Faaliyetler/Para+Politikasi/Merkez+Bankasi+Faiz+Oranlari/Gec+Likidite+Penceresi+%28LON%29
[2] https://economictimes.indiatimes.com/markets/stocks/news/is-rate-hike-only-way-to-calm-markets-now-looks-like-it-is/articleshow/64220827.cms
* Bu yazı14.06.2018 Tarihinde Sendika.org'ta yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder