Bu Bİ Tuzağı mı veya OHAL yazı çetin geçti, bakalım kışı nasıl geçecek...?
Bi mani olmazsa yarın (03.03.17) saat 10'da TÜİK, Şubat "Ayı" enflasyon verilerini açıklayacak. Geçen ay açıkladığı 9,22 oranının artık iki haneli olmama olasılığı güneşin doğmama ve domuzların uçuşa geçebilme olasılığı kadar... Olmayacak diye bir şey yok... İnsan türü domuz türünü seviyor yemekte, evcil hayvan olarak değil. Toplu kıyım sistemleri hayvan hakları savunucularının gündeminde. Güneş dediğiniz yıldızın da bir ömrü var ve domuzlar içinse evrim devam ediyor:), insandan kurtulmak için uçmayı öğrenebilirler. Bu milenyum olmazsa bi sonrakine...
Tabi bu gelişmeler sıradan yurttaşlar için olumlu gelişmeler değil, güneşin doğmaması veya yanlış yerden doğması zaten kıyamet alameti olarak kodlanmış... Enflasyon meselesi de doğal bir artış sergilemek zorunda artık. Yazın güneşi altında turizm sektörünün fazla kuru-ması, üstüne döviz kuru-nun dengesizleşmesi, üstüne üstlük geleneksel aylık "kuru-nun yanında yaş da yanmış olabilir ihraç şenlikleri" gelince enflasyon, işsizlik ve bu iki kötü arkadaşın meşru çocuğu yoksullaşma domuzların çamur sevgisi kadar doğal sonuçlardır.
İstikrar diyenlerin dengesizlik hapşırdığı bir ekonomik yapıdayız. TÜİK daha kötüsünü açıklayana kadar 2016'da en kötü işsizlik oranı olan 12,1 olarak bekliyor. İŞKUR'un TYP'lerine başvurularda rekorlar kayıt altına alınmadığı için kırılan rekorların bilgisinden toplum mahrum kalıyor. "İşsizlik nasıl azaltılamaz" üzerine çalışma yapmak isteyen ihraç akadeMİSyenler, "milli istihdam seferberliği (MİS) kapsamı'nda" yapılanları da inceleyebilir. Ancak Türkiye'de istihdam, Ulusal İstihdam Stratejisi'ne konu olduğu günden beri yerinde sayıyor. Tanrı hiçbir kulunu proje konusu, ve hiçbir sorunu da Strateji meselesi yapmasın... Demek ki trajik bir stratejik yaklaşım var ki, eğitimli (mezun sayısı manasında) sayısının artması ne çalışma koşullarını düzeltiyor ne de insan onuruna yakışır bir iş sağlıyor. "İş çok aslında çalışmak isteyen yoğ" diyen "ağbilere" de cevaben "Hakketen iş zibil gibi, çok, ama ücret istemezsen" denilebilir. Ücret politikası oluşturulmadan stratejik bir istihdam politikasının olacağını sananlar, talimat vererek işsizliği, kayıtdışılığı azaltacaklarını sana-dursunlar. "Samanı bile ithal ediyoruz" geyiğine girmicem...
Gel gelelim fiyatlar genel düzeyi yukarı yönlü genel bi düzeysizlik eğilimi içinde... sanki grafikleri domuzlar yalamış da tik tik kalmış.. tabi ki sosyal bir mevzu olmasına rağmen tamamen doğal eğilimler bu enfla-syonistik durumlar.... bir jölenin başta durması kadar doğal... Zincirin halkaları ile zincir arasındaki ilişki gibi zinciri boş-almış dolu koymuş bir yapı var. "Döviz kuru -maliyet artışı-fiyat " artışı... Nasıl yani diye hala teyze dayı amca soranlara ... aşağıdaki grafik cevap versin. Ben yeterince Felsefelendim... Devir Din-lenme devri... Memleketin bazı yerlerinde Hap-şırığı gelenlere Yerhamükallah bazı yerlerde de "hayır olsun" deniliyor... "Pıpkı bunun bigi" enflasyonda her yurttaşa ve bölgeye aynı oranda yansımıyor maalesef... Ama tüm ülke için "tek" oran açıklanıyor... Örneğin yakıt fiyatları Ankara özelinde bile Mamak ve Çankaya arasında faklılık arz edyor... Geçtim Tekirdağ ile Muğla arasındaki farkı... Çankaya'da yaşayanlar için benzin, mazot ve LPG fiyat eğilimi aşağıdaki grafikte gösterilmiştir. Malum tabir ile "3 aşağı 5 yukarı" her yer de benzer bir eğilim vardır. Zaten 5 yukarı olması da tesadüf değildir... Benzin 5'i geçti, S-oldu benzin... Cin-aslı mı-fotokopi mi bu kafiye kafi...
Sıkıcı fiyat artışı mevzularını bir kenara bırakalım. Kenarı siz seçin ama, s-ağ ve/veya s-ol. Sonuçta cümleniz "seçme ve seçtirme" hakkında sahipsiniz. Ağ ve Ol arasında da tercih yapabileceğinize tereddüdü olana heçbişey demiyorum ve bu konuyu kapatıyorum.
Yazının bütünlüğü kaybolmasın diye konuyu domuzlara bağlamak zorundayım. İntihal ve intihar tartışmalarının yoğunlaştığı çamuru az, çorağı çok akademik yaşam ünitesinde, en çok kullanılan bilgi kaynağı vikipedya "domozofobiyi" arttıran 3 cümle içermektedir.
"Bir seferde yaklaşık 6-12 arasında yavru doğuran domuzlar, tutsaklık halinde kendi yavrularını yiyebilirler.
Domuzların ter bezleri yoktur, bu nedenle sıcak havalarda kendilerine serin tutabilmek için sürekli olarak su veya çamura erişmeleri gerekir.
Ayrıca çamuru derilerini güneş yanıklarından korumak için kullanırlar"
Not: Yazıyı buraya kadar okuyanlara sürpriz kitaplar hediyelenecektir. Hayır oranının attığı her fark puanı için ayrı kitap düşünülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder