24 Mart 2017 Cuma

GAP BÖLGESİNDE İŞSİZ SAYISI BİR YILDA % 21 ARTTI

Gap kelimesi İngilizlerin dilinde "uçurum,boşluk, fark, açık"  anlamlarına gelmektedir. Türkiyede ise 40 yıldır kalkınması devam eden ama bir türlü kalkınamayan bir bölgenin ismi. Güneydoğu Anadolu, "GAP Projesi" kapsamına alınalı 40 yıl oldu. Proje kapsamında atılan kalkınma kalkınma nutukları, sözde cazibe merkezleri, temel atma törenleri, hak getire hafazan allah (HGHA) konumunda... Ne stratejiler, ne planlar, aksiyon üstüne aksiyon... 

Neticeye baktığımızda bölge göç vermeye devam ediyor. Daha korkunç olanı göç vermesine rağmen işsizlik oranlarının sistematik bir şekilde artışıdır. TÜİK daha kötüsünü açıklayana kadar Türkiye tarihinin en büyük işsiz sayısına (3.872.000) Aralık dönemi sonu itibariyle ulaşılmıştı. Ancak mevcut işsizliğin "yıllık ortalama" bölgesel dağılımı incelendiğinde iki bölgede işsizlik oranları önceki yıla göre artış sergilemiştir. Birincisi yoğun bir göç veren GAP bölgesi, ikincisi göç alan metropoller. Metropollerde ekonomik kriz nedeniyle görece artışı doğal olan işsizliğin GAP'ta verilen göçe rağmen artması olağan bir sonuç değildir. 

Tablo 1: Son 3 Yılda GAP Bölgesinde Emeğin Durumu (Bin Kişi)

2016 yılı verilerine göre GAP bölgesi, Türkiye içerisinde en yüksek işsizlik oranının ve en düşük istihdam oranının gerçekleştiği bölgedir. Özellikle kadın emeği açısından mutlak sorunlara işaret eden göstergeler GAP bölgesinde yanlış uygulanan politikaları da işaret etmektedir. 3 yıldır artış gösteren işsiz sayıları ve oranları ciddi bir iş krizinin yaşandığını göstermektedir. 

GAP Bölgesinde 100.000'den fazla kadın işsizdir. Son bir yılda kadın işsiz sayısı % 54 artış göstermiştir. Genel işsiz sayısı artış oranı % 21 olmuştur. İşsiz sayısındaki bu radikal artışa karşılık istihdam ve istihdam oranlarında sadece yaprak kımıldamış görünüyor. Peki bu eşitsizlik ve adaletsizlik tablosu tesadüfen mi ortaya çıkar? Tabiki #hayır. GAP'taki durumun özel nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir. 

1- Bölgede son süreçte yaşanan çatışmalı durum
2- Suriye savaşının bölgesel olarak ilk etkiyi burada göstermesi
3- Genel olarak uygulanan işsizliği önleme politikalarının işe yarar bir etkisinin olmaması (GAP özelinde sözde İşsizlik Sigortası Fonundan pay aktarılmaktadır. Sözde olan aktarım değil, etkisi.)
4- Bölgeye yönelik temel politikaların bölgenin reel durumunun dikkate alınmadan planlanması,
5- Ülke, bölge ve küresel düzeyde yaşanan ekonomik krizin burayı da daha beter etkilemesi.

Bölgesel işsizlik oranları daha ayırntılı incelendiğinde Türkiye ortalamasının yaklaşık 2-3 katı oranlarda işsizliğin, GAP bölgesinde olması dikkat çekmelidir. Bölgesel düzeyde en dramatik artış TR 71 bölgesi ve TRC 1-3 bölgelerinde yaşanmıştır. Yukarıdaki 5 maddenin etkisi aşağıda net bir biçimde görülmektedir. Sadece bakmayı aşabilenler görebilir. 


 İşgücü piyasasında bu tarihi olumsuz rekorlar kırılırken, siyasal iktidarın adeta karanlık yolda ıslık çalma babında "teşvik ve talimatlar" şeklinde özetlenebilecek milli istihdam seferberliği (mis) başlattığını görüyoruz. Talimatla işsizlik azalmaz. Teşvikle de azalmadığı gibi yanlış teşvikle daha da artar. 

İlginç olan bir durum şudur; mevcut durumdaki işgücü olumsuzluklarına neden olan politikaların, sanki yeni uygulamalarmış gibi ve işsizliği önleyecekmiş gibi gösterilmesi bir hafıza sorunuyla da karşı karşıya olduğumuzu da gösteriyor. MİS kapsamında "Şubat 2017'de başlanılan tüm uygulamalar veya benzerleri" zaten 2008'in 15 Mayıs'ında çıkarılan ilk istihdam paketinden bu yana var olan uygulamalardır. "İstihdam paketlerinden işsizlik çıkmıştır". İşsizliğin bir nedeni olan bu uygulamalar bir yazıya sığdırılamaz. Ama bir sonraki yazıda denenecektir. 


Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

DEM PARTİ MÜŞAHİDİ OL!

  İYİ BİR MÜŞAHİT NE YAPSA DAHA İYİ OLUR   İyi bir müşahit “müşahede altında olan ülkenin” tarihi seçiminde görev alacak sandık kurulu üyesi...