27 Mart 2017 Pazartesi

İHRAÇLAR KURULTAYI KESK'İN ÇAĞRISIYLA 1-2 NİSANDA ANKARA


Türkiye'nin geçirdiği kritik dönemlerin birinden  daha geçiyoruz. Darbe-OHAL-OHAL'de Referandum... Her hafta bir yıla yetecek gündem, hak ihlali, olağan dışılık ortaya çıkıyor. Bu OHAL durumu yapılan baskılar nedeniyle olağan bir alışkanlık haline de geldi. Karanlığın koyulaştığı bu dönemde KESK gibi örgütlerin tutumu tarihsel olmaktadır. Türkiye'de sadece son darbe girişiminden sonra kaç yüzbin kişinin mağdur edildiğini tespit edebilmek mümkün değildir. Darbeyle, şiddetle veya herhangi bir suçla ilgisiz yüzbinlerce kişi hukuki olmayan siyasi bir tasarrufla işsiz bırakıldı. Sadece  KHK'ler ile işsiz bırakılanların sayısı 103.000 civarında. Bu sayıya kayyım atanan yerel yönetimler, kapanan üniversiteler, medya kuruluşları, özel işletmeler dahil değil. Ama geçen yıl aynı döneme göre işsiz sayısının 668.000 kişi arttığını TÜİK verileri söylüyor. Önemli bir kesiminin OHAL işsizleri olduğu ifade edilebilir.




Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), taşıdığı tarihsel mirasa sahip çıkma adına bugün emeğe karşı yapılan bu hukuksuz saldırının karşısında durmaya çalışıyor. Tüm ihraçların hukuka aykırı olduğunu, ihraç edilenlerle dayanışılması gerektiğini, bu kapsamda fiili, meşru, hukuki tüm yolların sonuna kadar zorlanması gerektiğini hep ifade etti, bu yönde kararlar aldı ve uygulamalara imza attı. Her cumartesi günü birçok ilde KESK üyeleri KESK'in aldığı kararlar doğrultusunda ihraçlara karşı alandalar. 

Türkiye emek tarihinin emekten yana sayfalarında KESK mücadelesinin yeri hep önemliydi ve halen öyledir. KESK'in söyleyeceği söz emekten yana ve söylenecek sözdür. İhraçlara yönelik saldırıya karşı hukuki dayanışma adına tüm imkanları sonuna kadar kullanılmıştır. Yine ekonomik dayanışma adına KESK ve üye sendikaların pratiği dünya tarihine geçecek önemli bir örnektir. Bugün ihraç edilen KESK'lilerin diğer ihraçlardan daha iyi moral düzeyinde olduğu açıktır. Bu moral durum sadece verilen dayanışma ödenekleriyle açıklanamaz. Bununla birlikte "haklı olmanın dayanağıdır" KESK'li olmak. Haksızlığa her türlü imkanla karşı çıkılacağının pratiğidir. 

Gelinen aşamada KESK tüm ihraç üyelerinin katılımıyla bir kurultay hazırlığında olduğunu yaklaşık iki ay önce deklere etmişti. Bu süreçte gereken hazırlıkların yapıldığını, 1-2 Nisan’da ANKARA’da, İMO Konferans Salonunda uluslararası katılımı da olan “OHAL/KHK Rejimi Ve Kamu Emekçileri İhraç Kurultayı’nın” yapılacağı bugün duyuruldu.  KESK’in basın metninden satır başları aşağıda ifade edilmiştir.

KESK bu çabanın temel hak hürriyetleri koruma çabası olduğunu, siyasal iktidarın darbe fırsatçılığı yaptığını, yapılan işlemlerin darbeyle alakası olmayan tüm muhalif kesimlere de yöneldiğini, OHAL hukuksuzluğunun devam etmesi durumundan hukuk dışına çıkmanın sıradanlaşacağını ifade etmektedir. OHAL kapsamında ihraç, açığa alma, adli ve idari soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, demokratik hakların kullanımı karşısında yasaklama ve fiili müdahaleler gibi her türlü zor ve baskı aracı artarak kullanılmaktadır. Yüzbinlerce kamu emekçisinin hiçbir adil soruşturma geçirmeden, savunma hakkı verilmeden ve sadece OHAL süresince değil ömür boyu meslekten ihracı düzenlemesi nasıl bir zorbalık ile karşı karşıya olduğumuzun en somut ifadesidir. AKP açıkça sendikal örgütlülüğü, temel hak ve özgürlükleri hedef almaktadır. Sendikal hak ve özgürlükler KHK’lar yoluyla ortadan kaldırılmıştır. Açık ki, Konfederasyonumuz, sendikalarımız ve üyeler bu yolla biat etmeye zorlanmakta, sendikal eylem ve etkinliklerimizden dolayı pişman ettirilmeye çalışılmaktadır. Üyelerinin hak ve çıkarlarını korumakla, geliştirmekle görevli her sendikanın, her konfederasyonun yapması gereken sendikal faaliyetlerimiz darbe girişimi fırsatçıları tarafından açığa almaların, ihraçların, gözaltı ve tutuklamaların gerekçesi haline getirilmektedir. Yapılan işlemlerin mağdur ettiği yurttaş sayısı bir milyonu geçmiştir. Yapılmak istenen şey bu fırsatçılık döneminde AKP’ye uygun “Kamu Personel Reformu” düzenlemelerine hız kazandırmaktır. Nitekim 16 Nisan’dan sonra yapacakları ilk işin kamu emekçilerinin iş güvencesinin ve kıdem tazminatının fona dönüştürülerek ortadan kaldırılması olduğunu bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı “diplomatik” bir dille ilan etmiştir. Dolaysıyla ihraçlar bu çalışmalardan da bağımsız değildir.” “Devlet Personel Başkanlığına yazdığımız yazılara verilen cevaplardan ihraç sayılarına ilişkin net sayılar verilmese de en az 103 bin kamu emekçisi ihraç edilmiştir. Bunlardan 3131’i konfederasyonumuza bağlı sendikaların üyesi olup 698 arkadaşımız ise açığa alınmış durumdadır.” “Bir üyesine yapılmış haksızlığı tüm üyelerine yönelik olarak kabul eden bir gelenekten gelen KESK ve bağlı sendikalarımız tüm darbelere karşı sergilediği fiili, meşru ve demokratik direnişini, dayanışma ilişkilerini ve hukuki mücadelesini tüm zorluklara rağmen AKP darbesi karşısında da sergilemiştir, sergilemektedir.”
Bu nedenle Konfederasyonumuz bir kurultay çalışması gerçekleştirecektir. Bir süredir tüm illerde gerçekleştirilen çalıştaylarla kurultayın ön hazırlıkları başlatılmıştır. “OHAL/KHK REJİMİ VE KAMU EMEKÇİLERİ İHRAÇ KURULTAYI” adıyla gerçekleştireceğimiz ve uluslararası katılımcıların da olacağı kurultayımız 1-2 Nisan tarihinde Ankara’da, İnşaat Mühendisleri Odası Konferans salonunda gerçekleştirilecektir. Bu başlıkta, içerikte ve nitelikte bir kurultay ülkemizde ilk kez gerçekleştirilecektir[1].

Sadece KESK üyeleri değil tüm ihraç edilenler kurultay’daki tartışma ve tebliğleri dinlemeye davetlidir.


[1] http://www.kesk.org.tr/2017/03/27/ohalkhk-rejimi-ve-kamu-emekcileri-ihrac-kurultayinda-bulusuyoruz/


Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

DEM PARTİ MÜŞAHİDİ OL!

  İYİ BİR MÜŞAHİT NE YAPSA DAHA İYİ OLUR   İyi bir müşahit “müşahede altında olan ülkenin” tarihi seçiminde görev alacak sandık kurulu üyesi...