Türkiye’de
siyasal iktidarın iç ve dış politikadaki irrasyonel yönelimlerinin faturası
emekçilere kesilmektedir. Bir yanda yandaş sendikaların desteği ile reel zam
alma ve gerçek sendikal mücadele engellenirken öte yanda OHAL fırsatçılığı
sayesinde emekçilerin grev gibi temel hakları dahi kısıtlanmaktadır. TÜİK Mayıs
dönemi verilerine göre kamu alanında çalışan sayısı azalırken işsiz sayısı
372.000 kişi daha arttı. Böyle olumsuz bir süreçte Çalış(tır)ma Bakanlığı’nın
“öncülüğünde” 2017 yılı başında Milli İstihdam Seferberliği (MİS) adı altında
işsizlik sigortası fonunun işverenlere verilmesinin önü açılmıştı.
Genellikle
iddia edildiği gibi “işsizliği azaltmak amacıyla” başlatılan MİS’e rağmen bir
yılını dolduran OHAL’de işsizlik tüm dönemlerde artış gösterdi. Hatta bu
süreçte Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsiz sayısına ulaşıldı. OHAL sürecinde
İŞKUR, SGK gibi kurumlar resmi bültenlerini ya açıklamadılar ya da geç
açıkladılar. Önceki Çalış(tır)ma Bakanı döneminde MİS kapsamında “bir milyondan
fazla”[1]
istihdam sağladıklarını iddia eden Bakan ve Kurumlar (ÇSGB, İŞKUR, SGK) bu
veriyi herhangi bir resmi istatistik ile kamuoyuna sunamadılar. İŞKUR’un 7
ay gecikmeyle açıkladığı aylık istatistik bültenine göre 2017 yılı
içerisinde Türkiye genelinde Bakan beyin iddia ettiği gibi bir milyon kişi
değil 643.093 kişi işe yerleştirilmiştir. Bu sayıya mükerrer yerleştirmeler
de dahildir. TÜİK ve SGK verilerine göre de istihdam artışı hiçbir dönem bir
milyonu geçmemiştir.
OHAL
ve daha sonra MİS döneminde istihdam artışının iddia edildiği gibi “sosyal
güvenceli olacak şekilde yapıldığı” her hangi bir veri ile
desteklenememektedir. Hatta tam tersi yönde TÜİK’in açıkladığı en güncel veriye
göre son bir yıl içerisinde ve MİS’in uygulandığı 2017 yılında istihdam artışı
daha çok kayıtdışı alanda olmaktadır. Son 3 yılın verilerinin gösterildiği
aşağıdaki grafikte görüleceği üzere OHAL ve MİS uygulaması döneminde temel
eğilimlerden biri, istihdam artışı içerisinde kayıtdışılık oranının önemli
boyutta olmasıdır. 2015 yılında kayıt dışı istihdam azalış (toplam istihdam
artışının % 19’u kadar) göstermiştir. Ancak 2016 yılında OHAL döneminde
dramatik bir artış gösteren kayıtdışı istihdam artışı Aralık 2016 döneminde %
105 gerçekleşmiştir, yani kayıtdışı işe yerleşen sayısı kayıt içi işe yerleşen
sayısını geçmiştir. Aynı düzeyde olmasa da istihdam artışında kayıtdışılığın
arttığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre en son veri olan Mayıs döneminde
her 100 istihdamın 53’ü kayıtdışı alanda gerçekleşmiştir.
Milli
İstihdam Seferberliği hala uygulanmaktadır. Bu kapsamda kaç kişinin işe
yerleştirildiği ve bu uygulamanın işsizler için oluşturulan işsizlik fonuna
maliyetinin ne olduğu kamuoyuna sunulmamıştır. Dolaylı verilerden bazı
değerlendirmeler yapılabilir ancak resmi bir bültenle bu uygulamanın maliyeti
kamuoyuna duyurulmalıdır. Fonun reel olarak azaldığı, efektif yönetilmediği
“işsizlik sigortası bülteni Temmuz 2017 sayısından alınan” aşağıdaki görselde
gösterilmiştir. Buna göre 2016 yılı itibariyle fonun getirisi Yurtiçi ÜFE
oranının dahi altında kalmaktadır. Son bir yıl içerisinde yani OHAL ve MİS
uygulaması döneminde aradaki makas daha da açılmış ve fonda reel azalış
hızlanmıştır. Dolar bazında tutarı, son bir yıldaki döviz kuru eğilimi
nedeniyle azalış yönünde olan işsizlik sigortası fonunun işsizlik ödeneği
dışında kullanılma alanlarının seçim ve referandum dönemlerinde yaygınlaşması
nedeniyle de azaldığı ifade edilebilir.
Bir
yandan MİS adı altında Milyar TL’lere varan fon miktarı kullanılmakta öte yanda
istihdam artışının çoğunluğu kayıtdışı alanlarda gerçekleşmektedir. Bunlar
gerçekleşirken işsizlik fonunun işsizlik ödeneği dışındaki kullanım alanları
çoğaltılmaktadır. Temmuz 2017 dönemi Fon Bülteni’nde fon giderlerinin % 41’i
“Diğer Giderler” adı altında gösterilmiş olup bu diğerlerin ne olduğu
açıklanmamıştır. Diğer adı altında % 41 gösterilemez.
SGK’nin
Mayıs Ayı Sigortalı istatistikleri de bu duruma ilişkin bazı ipuçları
sunmaktadır. Aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere MİS uygulamasının etkisi
“Çırak” şeklindeki sigortalıların neredeyse tümünün “Stajyer ve Kursiyer”
statüsüne dönüştürülmesinden ibarettir. Bu şekilde işverenlere işsizlik
fonundan daha çok ödeme yapılabilmektedir. Ayrıca 2016 Aralık ayındaki zorunlu
sigortalı sayısındaki düşüş ile yukarıda TÜİK Aralık verisinin uyumlu olduğu da
görülmelidir. Kesinlikle geçici, güvencesiz ve işsizlik sigortası fonu
kullanılarak işverenlere ucuz işgücü olarak sunulan stajyer ve kursiyerlerin
yeni net sayısı (832.000) hariç tutulduğunda aktif sigortalı sayısının azaldığı
ifade edilebilir.
MİS ile ilgili olarak aşağıdaki
sorular hala yanıt beklemektedir?
- 2017 yılı içerisinde kaç kişi
bu program kapsamında işe yerleştirilmiştir ve bu işe yerleştirmelerin işsizlik
sigortası fonuna net mali yükü nedir?
- Bu kapsamda işe
yerleştirilenler İŞKUR aracılığıyla işe yerleştiriliyorsa İŞKUR’un 7 ay
gecikmeyle de olsa resmi bültenle açıkladığı sayı ile önceki Bakanın
açıkladığı sayı arasındaki 400 bin fark nedir?
- MİS kapsamında “bir milyon” işe
yerleştirme yapıldıysa SGK ve TÜİK verileri neden bu veriyi desteklemiyor.
SGK’li olmayacak şekilde MİS kapsamında istihdam yapılmakta mıdır? Stajyer
ve Kursiyerler istihdamda sayılıyorsa teşvik süresi dolan kaç stajyer ve kursiyer işine devam etmektedir?
- SGK Ocak-Şubat-Mart 2017
Sigortalı İstatistiklerini neden yayımlamamaktadır?
Sonuç
olarak içinden geçilen OHAL dönemi emekçilere yönelik birçok reel saldırıya
imkan sunmaktadır. 2019 seçimlerinin tartışılmaya başlandığı bugünlerde emek
açısından 2018 yılının da birçok zorlukla geçeceği öngörülmelidir. Bütçe
açıkları, çift haneli enflasyon ve işsizlik olan bir ekonomide ücretlerin reel
artışını engellemek için birçok politika uygulanırken çalışma koşulları
geriletilmekte, kazanılmış haklar tartışmaya açılmaktadır. “İşsizler, ataması
yapılmayanlar, ihraçlar” reel üretim alanlarından uzaklaştırılırken milyonları
aşan sayıda yurttaş reel olarak mağdur olmaktadır. Seçimler üzerine bir
tartışma başlatılacaksa bu milyonların hanelerinden sokaklarına doğru
başlatılmalıdır. MİS göstermektedir ki ne kadar fon harcanırsa harcansın
emekçilerin sofrası küçülmektedir. “İşsizler, ataması yapılmayanlar, ihraçlar
ve bu “ortak grubun” ailelerinden oluşan milyonlar reel bir yaşam için mührü
unutulmamış reel bir seçime çalışmaya başlamalıdır.
* Bu yazı 16.08.2017 Tarihinde Bianet'te yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder