Siyasal iktidarın içerde ve dışarda emeğin koşullarını günden güne
olumsuz yönde etkileyen irrasyonel politika tercihleri işsizliği
arttırmaktadır. İşsiz sayısının sistematik bir şekilde artması 15 dönemdir
devam etmektedir. OHAL uygulamasının
başlangıcından bu yana her dönem ortalama 433 bin kişi artış gösteren işsiz
sayısının artması, siyasal iktidarın başta ihraçlar olmak üzere birçok
politikasının sonucudur. Tüm politik tercihlerin tek elden yürütülmeye
çalışılması, bakanlıklar arasında koordinasyonsuzluk ve ulusal istihdam(sızlık)
stratejisinin sonucu olarak 2017 yılının sonunda açık işsiz sayısı 4 milyon
sınırını, cumhuriyet tarihinde ilk defa aşıyor olacak. Mülteci emeği
kullanımının yaygınlaşmasının yanısıra 11 Ekim 2016 yürürlüğe sokulan geçici
işçilik adı altında “Kiralık İşçilik Uygulaması”, çalışma koşullarını ve reel
ücretleri daha da kötüleştirmektedir.
10. Kalkınma (2014-18) planında
azaltılarak % 30’a çekilmesi hedeflenen kayıtdışı istihdam oranı, azalışın aksine
artış göstererek % 34 bandına yerleşmiştir. Son bir yıl içerisinde istihdama
dahil olan her iki kişiden biri kayıt dışı alanda iş bulmaktadır. Bu yönüyle
OHAL uygulaması döneminde kayıt dışı istihdam artmıştır. Bazı dönemlerde
istihdam artışından daha fazla kayıt dışı istihdam artmıştır.
Emek açısından reel zam
alınamaması[1], kadın-genç-engelli
işsizliğinin tarihsel rekorlar kırması, güvencesizlik ve hukuksuzluk sarmalına
terkedilmişlik durumu egemen iken önceki ve şimdiki Çalış(tır)ma Bakanlarının “işsizliği
tek haneli yapacağız[2]”
beyanlarının aksine bir Orta Vadeli
Program (OVP) açıklandı[3]
ve işsizliğin 2 haneli (10,8) olacağı ifade edildi. Ancak önceki OVP’lerdeki
öngörüsüzlük ve “reel verilerden yararlanılmadan” masa başı yazım yöntemi
nedeniyle 2017 yılı için belirtilen tahmini oranın üzerinde bir işsizliğin
gerçekleşeceği ifade edilmelidir.
Temel amaçları; makroekonomik
istikrarın korunması, beşeri sermaye ve işgücü kalitesinin artırılması, yüksek
katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının
iyileştirilmesi ve kamuda kurumsal kalitenin artırılması yoluyla büyümenin
hızlandırılması, istihdamın artırılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi” olarak
açıklanan OVP’nin; “işgücü piyasasının daha esnek hale getirilmesi” çerçevesi ile
Ulusal İstihdam(sızlık) Stratejisine uygun hazırlandığı ortadadır. İşgücü
piyasasının daha esnek hale getirilmesi; emeğin daha kolay işten atılması,
örgütsüz, düşük ücretli, kısmi süreli ve en önemlisi sosyal güvencesiz
çalışması anlamına gelmektedir. OVP’nin “istihdamın arttırılması ve gelir
dağılımı eşitsizliğinin giderilmesi” amaçları ile esnekleşme politikaları
arasında çelişki mevcuttur. Sanayi ve tarım sektörünün büyümeye kısmi
katkılarının olacağı öngörülen ve hizmet sektörünün büyümeyi taşıyacağı
belirtilen OVP’de “istihdamsızlık” esas alınmış gibi görünmektedir.
Çoğunlukla gerçekçi olmayan
verilere dayanılarak hazırlanan OVP tahminleri 3 yıllık hazırlandıkları iddia edilse
de 3 ay tamamlamadan ya revize edilmekte ya da açıklanan veri ile gerçekleşme
arasında sapmalar yaşanmaktadır. İstikrarlı ve yüksek hızda ekonomik büyüme
için “nitelikli istihdam” öngören OVP, işten atılan binlerce akademisyenin
durumuna dair bir yaklaşım sunmamaktadır. 5.400 tıp doktorunu bile ihraç eden politika(sızlık)
ile “nitelikli istihdam oluşturma” yaklaşımı arasında açık çelişki
bulunmaktadır. Bazı üniversitelerin “araştırma üniversitesi” olarak belirlenip
desteklenmesi hem akademik/bilimsel özerkliğe aykırıdır hem de geriye
kalanların “araştırma üniversitesi” olmadığının göstergesidir. Onbinlerce doktoralı
öğrenciyi işsizliğe terk eden OHAL rejiminin “yüksek katma değerli üretimi”
hangi insan kaynağı ile gerçekleştireceği OVP’de belirtilmemiştir. Sonuç olarak
2017 yılı işsizlik ve enflasyon oranı “tek haneli olacak” açıklamalarına rağmen
tek haneli olmayacaktır.
OVP’DEN Bazı Tespitler;
- · Son 3 yıldır % 1 artan ve artışı devam eden işsizlik oranının “bu OVP Döneminde (2018-2020) hedeflenen azalışı” % 1 bile değildir. 2017 yılında 10,8 olması hedeflenen (ki bu hedef önceki 4 OVP dönemindeki gibi büyük bir olasılıkla tutturulamayacaktır) işsizlik oranının 2018’de 10,5 ve 2020 sonunda 9,6 olması hedeflenmektedir.
- · “Son 10 yıldır tutturulamayan” enflasyon hedefi oranının, 3 yılın sonunda tutturulması hedeflenmektedir.
- · 2016 ve 2017 yıllarında kamudan yaklaşık 150.000 kişiyi işten atan siyasal iktidar, OVP’de 2018 yılı içerisinde 74.000 kişinin kamuda işe alınacağını ifade etmiştir. Ancak bu OHAL-KHK hukuksuzluğunun devam etmesi durumunda kaç kişinin işten atılacağı bilinmemektedir.· 2016 ve 2017 yılarında “dolar bazında düşüş gösteren kişi başına düşen gelirin”, dolar kurunun artış eğilimine rağmen nasıl artış göstereceği ve 2020 yılı sonunda % 23’lük bir artışı nasıl sağlanacağı açıklanmaya muhtaçtır. Kötüye gidiş devam ederken iyiye gidişin ortaya çıkması muhaldir.AKP iktidara geldiğinden beri “temel kanun ve kalkınma planları” ile düzenlenip uygulamaya konulması gereken birçok başlığı/konuyu; “torba kanun, KHK, OHAL KHK’si” ile düzenlemiştir. Ancak AKP döneminin en temel karakteristiklerinden biri de uygulanmayan ve denetlenmeyen “eylem planları, strateji belgeleri ve programlardır.” Aynı konuda bile onlarca eylem planının birbirinden kopuk ve koordinasyonsuz yürütüldüğü açıkça gözlemlenebilir. İstihdam ve işsizlik başlığında şu anda cari olan 10. Kalkınma Planı, Ulusal İstihdam(sızlık) Stratejisi ve en son açıklanan OVP arasındaki çelişkiler, veri uyuşmazlıkları, politika değişiklileri tıpkı LYS-OKS-SBS ve TEOG değişikliği gibidir. 10. Kalkınma planına göre 2018 yılında işsizlik oranının 7,2’ye düşeceği öngörülmüştü ancak OVP’de bu oran 10,5 olarak (ki daha yüksek gerçekleşecektir.) açıklanmıştır. Aynı değerde sapma oranı % 46’dır.Sonuç olarak bir belgenin başlığında “plan, strateji, program” gibi gelecek öngörüsü içeren kelimelerin olması o belgeleri “plan, strateji, program” yapmaya yeterli değildir. Özgün koşullarda elbette revizyon ve güncelleme çalışmaları tüm belgeler ve tahminler için olabilmektedir. Nitekim dönem dönem OECD, EUROSTAT, IMF gibi kurumlar da revizyon, güncelleme ve yöntem değişiklikleri nedeniyle geriye ve ileriye dönük tahmin ve projeksiyonlarında değişikliğe gidebilmektedir. Ancak Türkiye’de eğitim, istihdam ve işsizlik meselesi üzerine alışkanlık haline gelen politikalardaki oynaklık, bir deneme tahtası veya pilot/proje uygulama alanında milyonların yoksullaşması ile sonuçlanmaktadır.OVP’lerin “üç vakte kadar olacak” dediği iyi gelişmeler üç OVP’dir gerçekleşmedi. Gelir dağılımı bozuldu[4], dış ticaret-cari işlemler-bütçe açıkları yeniden ortaya ve artarak çıktı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında, önceki yıl ekonomik kriz olmasına rağmen işsizlik oranı % 10,3’tü. Aradan geçen 18 yıldan sonra işsizlik oranı daha düşük olmayacaktır. Çünkü işsizliğin yüksek tutulması politik bir tercih olup en temel AKP stratejisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder