Türkiye’de
20 Temmuz 2016 tarihinden bu yana yani yaklaşık 500 gündür Olağanüstü Hukuk(suzluk)
ile yönetiliyor. OHAL kapsamında başta ihraçlar olmak üzere yüzlerce idari
işlem, ulusal ve uluslararası hukuka tamamen aykırı bir şekilde uygulandı ve
halen hukukilik denetiminden geçirilmiş değiller.
23 Ocak 2017’de yayınlanan
KHK ile ihraç edilenler, kapatılan dernekler, sendikaların ve diğer
kuruluşların itirazlarını değerlendirmek için bir komisyon kurulmasına karar
verildi. Aradan aylar geçtikten sonra komisyon 14 Ağustos 2017 tarihi
itibariyle başvuru aldı, 50 bin kişinin ihraç edildiği 1 Eylül 2016 KHK’sinden
neredeyse 1 yıl sonra.
Kendisi
de bir KHK ile kurulan komisyon 7 kişiden oluşacak, üyelerden üçünü başbakan,
1’ini adalet bakanı 1’ini içişleri bakanı 2’sini ise Hakimler ve Savcılar
Kurulu atayacak denildi. Ancak Komisyon için atanan başkan daha sonra başka bir
göreve atandığı için an itibariyle neye göre işlediği belirli olmayan bir
komisyonumtrak yapı bulunmaktadır. Komisyonun kamuoyunu bilgilendirme görevi basın
fısıltıları üzerinden halledilmektedir. Yüzbinden fazla başvuru için neye göre
hangi yolun takip edileceği belirsizdir. Komisyonun inceleme süresi için bir
sınır getirilmemiştir. Yüzbinlerce yurttaşın yaşamı keyfi bir şekilde nasıl
işlediği belirsiz, kimin sorumlu olduğu belirsiz bir komisyona terkedilmiştir.
Komisyonun
bir adil başvuru yolu olmadığı, hatta hak aram yolu olarak başvuru tıkama yolu
olduğu aşağıdaki soruların cevaplarında görülecektir.
1-
Komisyon neden geç kurulmuştur?
2- Kurulduktan sonra görevli heyetin ataması neden geciktirilmiş ve
halen neden başsızdır?
3- Komisyonun işleyiş ilkelerinin neler olduğu neden kamuoyuna “bir
düzenleme” ile açıklanmamaktadır. Örneğin komisyon “kanunsuz suç ve ceza olmaz”
kanununu tanımakta mıdır?
4-
Komisyonun etkili işleyebilmesi için bir zaman planlaması
yapılmış mıdır? Yüz bin dosyanın nasıl tüketileceğine dair ilgili kamuoyunun
bilgi edinme hakkı yok mudur?
5-
Komisyonun vereceği kararlar hakkında Ankara İdari Mahkemelerine
ve Danıştay’a itiraz edilebileceği düzenlenmiş. Zaten buralara yapılan
başvurular neden durduruldu?
6-
Komisyon üyelerinin seçimi komisyonun işlerliğini zaten
tartışmalı hale getirmemiş midir? Hangi üyesinin, tarafsızlık ve etkin
çalışabilme şansı bulunmaktadır.
7-
Suç isnadında bulunanların vereceği belgeleri ve istihbari
raporları dikkate alan komisyon suçlanan kişinin vereceği belgeleri neden
kısıtlamıştır? Ne ile isnat edildiği belirsiz bir suçlamanın savunması nasıl
olacaktır?
8-
14 Eylül 2017 tarihi itibariyle aylar geçmesine rağmen bir
kişinin dahi dosyasının karara bağlanamaması nasıl açıklanabilir?
Bu durumda komisyondan adalet
ummanın imkansız olduğunun bilinmesi gerekir. Tamamen ikili ilişkiler,
referanslar ve şeffaf olmayan hukuk dışı yollara tevessülü işaret eden
gidişattan bir adalet beklemek absürt olacaktır. Ve belli ki komisyonun kurulma
nedeni adaletin sağlanması değil, davaların AİHM önüne gitmesini engellemek ya
da geciktirmektir. Çünkü AİHM iç hukuk yolları tükendikten sonra başvuruları
kabul edeceğini haksız bir şekilde deklere etmiştir. AİHM’in görmek istemediği
gerçek; “komisyon bir başvuru yolu değil başvuru tıkama yoludur!
Bu
adaletsizlik, TBMM’nin zaten hukuka aykırı olan bu KHK’leri sonuçlarıyla
birlikte tamamen iptal etmesiyle mümkündür ancak. Bunun için önce TBMM’nin
görev alanına hakim olması gerekmektedir. Bunun yolu da seçimdir. Meclis içtüzüğü gereği ya bu hukuksuz KHK'leri ret eder ya da AYM denetimine açar.
Her İHRAÇ
edilen kişi, AKP’nin bu adaletsizliği tüm seçmenlere duyurmalıdır. Benim ailem,
akrabam, arkadaşım olduğunu söyleyen herkese çağrımdır. AKP’nin bu zulmüne son vermek
için ilk seçimde AKP’ye oy Vermemeye çağırıyorum. Bugüne kadar değişik
saiklerle oy verenleredir bu çağrım. Oy vermeniz bizlere yapılan zulmü
onaylamanız anlamına gelmektedir[1].
Bizi adaletsiz ve hukuksuz bir şekilde ihraç edenleri meclisten adil bir
seçimle ihraç ettiğimizde OHAL komisyonu gereksizleşecek…
2 yorum:
Fanatik düzeyde AKP savunucusu olan akrabalarım "bunca öğretmen vs nin suçsuz yere ekmeğinden edilmesi..." ile başlayan cümleler kuruyorlar
İşin içine ekonomik kayıplar da giriyor. Ülke gerçekten geriye doğru çökertiliyor...
Yorum Gönder