3 Aralık 2017 Pazar

TÜRKİYE’DE ENGELLİ OLMAK: MUTLAK YOKSULLUK-MÜZMİN MUHTAÇLIK*

TÜRKİYE’DE ENGELLİ OLMAK: MUTLAK YOKSULLUK-MÜZMİN MUHTAÇLIK
Engellilerin yapısallaşan sorunları; 10-16 Mayıs Engelliler Haftasında ve 3 Aralık Dünya Engelliler günü bir kez daha ilgili-ilgisiz kamuoyuna sunulması amacıyla gündemleşebilmektedir. Can yakıcı ve çok boyutlu olan “Engellilik” meselesi herhangi bir siyasal iktidarın öncelikleri içerisinde olamamıştır. Mevcut AKP iktidarı dahil önceki iktidarlar, siyasi partilerin neredeyse tümü ve “ilgili” STK’ler sorunu bütünlüklü ele almaktan geri durmakta ve “milyonları” ilgilendiren bu sorunları çözmek amacıyla bir program ortaya koymamaktadır.
Türkiye’de engellilere ilişkin en temel sorunlardan birisi engelli sayısının net olarak bilinmemesidir. Resmi rapor ve istatistiklerde her seferinde birbirinden çok farklı sayılar açıklanmaktadır. Türkiye’de kaç engellinin olduğu, ne oranda işgücüne katıldığı, katılanların ve katılamayanların mesleki, eğitimsel ve cinsiyet dağılımlarının ne olduğu “güncel olarak” bilinmemektedir. TÜİK tarafından yapılan Hanehalkı işgücü piyasası araştırmaları[1] değişik sayı ve oranlar içermektedir. Engeli dolayısıyla işgücü piyasasına katılamayanların sayısı 3,9 milyon kişiden fazla olarak ifade edilmektedir[2]. Son yıllarda yapılan engelli kamu görevlisi sınavları dışındaki kamu emekçilerinin engel durumlarına ilişkin bir veri tutulmamaktadır. 2002 yılındaki “Özürlüler Araştırması” sonuçlarına göre süreğen hastalığı hariç tutulduğunda % 2,58 (yaklaşık 2 milyon kişi) olan engelli oranı, 2011 yılı Nüfus ve Konut Araştırması verilerine göre % 6,55 (4,8 Milyon kişi) olmuştur.  Kimlik numarası üzerinden gerekli-gereksiz birçok veriyi tutan sistem kaç kişinin engelli olduğunu, engel gruplarını, yaş-eğitim-cinsiyet vb. göstergelerini açıklayamamaktadır.

Kaynak: Nüfus ve Konut Araştırması (2011)

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması’na” göre 2010 yılında veri tabanına kayıtlı engellilerin % 58,6’sı erkek, % 41,4’ü kadındır. Bu kişilerin % 62,4’ü kentlerde yaşamakta ve % 63,7’si çalışma çağı nüfusun (15-65) içerisindedir. Engellilik oranı % 40 veya üzeri olanların oranı % 84,8 olup bu grubun yarısında oran % 70’in üzerindedir.
Engelliler içerisinde lise ve üzeri eğitim düzeyi oranı % 7,7’dir.  Bu oran kadınlarda daha da düşük olup 4,7 oranındadır. Türkiye’de okuryazar olmayan engelli oranı % 41,6 iken bu oran erkeklerde % 32,1, kadınlarda % 54,9’dur.

İşgücü piyasasına dahil olamama, dahil olduktan sonra iş bulamama, iş bulduktan sonra iş yaşamına erişim ve adaptasyon sorunlarını aşabilme engelli yurttaşların en temel sorunlarının başında gelmektedir. Verilerin söylediği gerçek; engellilerin milyonlarca kişi olduğu, engellilerin temel eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimde sorun yaşadığıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre bazı bölgelerde nüfusun % 10’unundan fazlasını oluşturan engelli nüfusa dair ekonomik koşulların olumsuz olduğu bilinmektedir. Eğitim ve sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanamayan diğer nüfus kesimleri gibi engellilerde yoksulların içerisinde en yoksul grubu oluşturmaktadır.
Engellilerin hem özel sektörde hem de kamu alanında istihdamında “engellilerden kaynaklamayan” nedenlerle sorunlar yaşadığı bilinmektedir. Öncelikli olarak engellilerde işsizlik oranı “gayrı-engellilerden” çok yüksek durumdadır. Engellilerin sadece % 4’ü mesleki eğitim almış olup bu oran kadınlarda daha da düşüktür (% 3,7). % 96 oranında mesleki eğitim almayan engellilerin eğitim almama gerekçeleri % 88,4’ü iş bulmasına katkısı olmayacağını düşüncesi, % 18,6’sı böyle hizmetten haberinin olmayışı ve % 14,6’sı da “uygun meslek edindirme hizmeti sunulmadığını” şeklindedir.. Kayıtdışı ve ücretsiz aile işçileri de dahil engellilerin sadece % 14,3’ü bir işte çalışıyor görünmektedir. Çalışmayanların % 16,6’sı engeli nedeniyle kendisine iş verilmeyeceğini düşündüğü için iş aramamaktadır. Hem engelli hem kadın olmak söz konusu dezavantajlılık durumunu pekiştirmektedir. Engelli kadınların sadece % 4,6’sı (Erkeklerde 21,4) bir işte çalışıyorken bu işlerin % 19,5’i (Erkeklerde 5,8) ücretsiz aile işçiliği şeklindedir.
Engellilerin eğitim ve sağlık hizmetlerinden yeterince ve zamanında yararlanamaması engellilik oranlarını arttırırken “insan onuruna yakışır bir iş” bulmalarını da engellemektedir. Engelli nüfusun çalışma ve istihdam hakkı sistematik olarak kısıtlanmaktadır. Bu alandaki temel sorunlar ve talepler aşağıda özetlenmiştir.
·   Engelliler için yasal istihdam kotaları ne kamu sektöründe ne de özel sektörde doldurulmamaktadır. Toplam memurlar içersinde engelli oranı % 2’inin altında olup birçok kamu kurumunda bile 657 sayılı kanun gereği doldurulması gereken “kontenjan” açıktır. Ekim dönemi verilerine göre 13.441 Engelli kontenjan açığı sadece kamuda vardır. Bu kapsamda engelli  istihdam sayısının artırılması sağlanmalı ve engellilerin çalışmaları teşvik edilmelidir. Engellinin yetkinliklerine ve çalışmasına uygun bir işyeri, birim ve iş sağlanmalıdır. Bu kapsamda birçok engelli niteliklerine aykırı bir şekilde  “yardımcı personel/hizmetli vb.” işlerde çalıştırılmaktadır.
·  Engellilerin tüm ihtiyaçlarının tam karşılanması sosyal devlet olma gereğidir. Muhtaçlık-Hastalık vb. yaklaşımlar “engelli emeğini değersizleştirmekte” engelli istihdamını bir lütufa dönüştürmektedir.
·  Engellilere yönelik ayrımcılık, değersizleştirme ve ötekileştirme son bulmalıdır. Bu amaçla temel eğitim ve öğretmen eğitimi içerisinde seçmeli dersler konulmalı, farkındalık ve bilinç arttırma için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
·  Engellilere yönelik yapılması gereken yasal ve anayasal zorunluluklar ertelenmeden yerine getirilmelidir. Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşlarında engellilere yönelik yapılması zorunlu iş, işlem ve eylemler acil yerine getirilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarına erişim ve ulaşım sorunu acil bir şekilde çözülmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarında kullanıma uygun wc, lavabo vb. ihtiyacı acilen sağlanmalıdır. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç kadar tekerlekli sandalye bulundurulmalıdır. (Sadece çalışanlar için değil hizmet almaya gelen yurttaşlar için de)
· Kullanıma uygun asansör (sesli ve görsel-dokunsal uyarı/iletişim sistemi olan, güvenlik bakım ve uyarı işlemleri yerine getirilmiş) ihtiyacı acilen karşılanmalıdır. Tekerlekli sandalye ile çalışan engelli emekçiler için uygun geçiş ve dolaşım yolları oluşturulmalıdır. Engelli geçişlerine uygun merdiven yapısı ve geçiş yolları oluşturulmalıdır.
· Çalışmanın fiziki koşulları, ortamı ve oturma düzeni, iletişim ağları (telefon, fotokopi, vb. ) oluşturulurken engellilerin koşulları göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışılacak yerde engel durumuna uygun donanımlar sağlanmalıdır. İşyerlerinde kullanılan temel araç ve gereçlerin (ör. Özel bilgisayar, klavye, kulaklık, vb.) İhtiyaç duyulan oranda engelli odaklı planlanması yapılmalıdır.
·  Yasal bir zorunluluk olan engelli otoparkı uygulamasına uyulmalı, bu zorunluluğu yerine getirmeyen sorumlular hakkında yasal işlem başlatılmalıdır. Engelli geçiş yolları ve güzergahları üzerine yapılan haksız otopark ve işgaller daha ağır yaptırıma bağlanmalıdır.
Engelliler için istihdam hakkı uygulaması sadece bir iş/üretim pratiği değil aynı zamanda “ev hapsinden kurtulma, birey olma ve sosyalleşme” anlamına gelmektedir. Bu nedenle işyerlerinin engelli kişilerin kullanımına uygun bir yaşam pratiği sunması gereklidir. Öncelikle kamu hizmet sunum binalarının erişilebilirlik altında, merdiven, asansör, wc, sağlık personeli desteği, yemekhane ve ulaşım servisi hizmetlerinin bütüncül bir yaklaşımla sunulması gerekmektedir. Bu konuda özel sektöre rehberlik ve gerekli fiili ve yasal yönlendirmeyi kamu kesimi geciktirmeden gerçekleştirmelidir. Birçok kamu binası bu konudaki temel mevzuat, iş sağlığı ve güvenliği hükümleri ve engelli düzenlemeleri ile uyumlu değildir. Bu konudaki yasal zorunluluk AKP iktidarı tarafından yaklaşık 10 yıldır ertelenmektedir. Başta istihdam hakkı olmak üzere engellilerle ile ilgili tüm başlıklarda sendikaların, STK’lerin yanı sıra engelli örgütlerinin görüş ve talepleri öncelikle dikkate alınmalıdır. Engellilerin kendi emeği ve üretimleriyle yaşamlarını kurabilmenin imkanlarını hazırlamak “hak temelli yurttaşlığın gereği olarak” sosyal devletin görevidir. 

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

DEM PARTİ MÜŞAHİDİ OL!

  İYİ BİR MÜŞAHİT NE YAPSA DAHA İYİ OLUR   İyi bir müşahit “müşahede altında olan ülkenin” tarihi seçiminde görev alacak sandık kurulu üyesi...