Türkiye, ekonomik nedenlerle erkene çekilen 24 haziran seçimlerinden sonra resmi verilerle türbülansa girdi. Çakılıp çakılmayacağını zaman ve uygulanan politika tercihleri ile göreceğiz. Ancak meşhur hatırlatma ile devam edelim. "Bir soruna neden olmuş zihniyetin çözüm üretemeyeceği" bilinmelidir. Türkiye AKP politikalarının etkisi ve yönlendirmesiyle krize girmiştir. Gerek borçlanma ve ithalata dayalı modeliyle, gerekse içerde israf yolsuzluk ve yandaşlığın yaygınlaşmasıyla veya "herkesle sıfır sorundan herkesle bol bol sorun siyasetiyle"AKP yaşanan krizi büyütmüştür. Sadece iç dinamiklerle açıklanması yanlış olacak olan bu krizin makinisti AKP'dir. Krizi sadece kur dalgaları üzerinden eksik bir şekilde açıklayan yaklaşımları bir kenara koyarsak bir çok ciddi iktisatçı yapısal krizin yeni başladığını, ekonomik daralmanın derinleşeceğini ifade ediyor.
Kriz etkilerinin görülmeye başlandığı bir yerde işgücü piyasasıdır. Diğer piyasalara göre kriz etkilerinin daha geriden hissedildiği bu alanda iş kayıpları ve uzun süreli işsizlik oranları alarm düzeyine çıkmaktadır.
TÜİK'in 15 kasım günü açıkladığı Hanehalkı işgücü anketi ağustos dönemi
sonuçları krizin emeğe etkilerine işaret etmektedir. Buna göre çalışma çağında 15 yaş üzeri nüfus 60,7
Milyondur. Bu nüfus içerisinde işgücüne katılma oranı (İKO) % 54,3 ,
istihdam oranı ise 48,3’tür. Kadınlarda bu oranlar AB ve OECD ortalamalarının
çok altında sırasıyla % 34,9 ve 29,7’dir.
Türkiye’de 81 milyon nüfusun 29,3 Milyon kişisi
istihdamda olup bu istihdamın % 34’ü kayıtdışı yani sigortasızdır. 3,3 Milyon
kişi de ücretsiz aile işçisi olduğundan çalışması karşılığında bir gelir sahibi
olanların nüfus içerindeki oranı yüzde 32’dir. Yani yüzde 32 çalışarak yüzde
yüzü geçindirmeye çalışmaktadır.
Geniş tanımlı işsizliğe göre işsiz sayısı artarak
6,3 milyon kişi işsizlik oranı ise % 18 olmuştur.
İş aramaktan bıkan ve
mevsimlik de olsa çalışanların dahil edilmediği dar tanımlı işsizlik oranı
yılbaşından bu yana 1,3 puan, işsiz sayısı ise 445 bin kişi artış göstermiştir.
Ekonomik krizin etkisiyle artan işsizlik en çok gençleri ve kadınları
etkilemiştir.
Genç İşsiz sayısı 1 Milyon 174 bin kişiye üniversiteli: 1 Milyon 111 bin kişiye
yükselmiştir.
Krizin etkisi bazı sektörlerde açıkça yaşanmaya
başlanmıştır. İdari ve Destek Hizmetleri Faaliyetlerinde, Tarımda ve İnşaatta
istihdam azalışı 1 milyonu geçmiştir. İstihdam artışı yaşanan sektörler de kamudan
alınan teşvikler ve TYP, staj gibi palyatif müdahaleler sonucunda olmuştur.
Ekim ayı sonu itibariyle işsizlik fonundan nemalanan TYP yararlanıcı sayısı
308.158 kişi olmuştur.
Yukarıdaki grafikte görüleceği üzere 490 bin kişilik istihdam artışının önemli bir kesimi kamu yönetimi alanına yapılmıştır. Söz konusu bu istihdamın TYP kapsamında yapıldığı düşülnülmektedir. TYP Kapsamında olmasa bile kamu alanında verimsiz ve üniformalı bir istihdam politikası benimsenmiş durumdadır. Hastanesiz doktorlar ve anabilim dalları varken doktorlara çalışma yasağı getiren bir dünezlemeye onay verenler öretmen açığınıda kapatmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder