22 Haziran 2018 Cuma

İYİ BİR MÜŞAHİT NE YAPSA DAHA İYİ OLUR


İyi bir müşahit “müşahede altında olan ülkenin” tarihi seçiminde görev alacak sandık kurulu üyesi veya gözlemcisidir. Sandık kurulu üyesi olmayan tüm seçmenler de müşahit olabilirler.
24 Haziran Pazar günü sabahı, saat 6’dan gece 24’ü aşan bir maraton koşusunun kahramanları Türkiye’nin en önemli seçiminde görev alacak bu Müşahitlerdir.
Tüm müşahitler, AKP-OHAL ülkesinin son günü olan Cumartesi günü, sabah erkenden kalkacak ve  sonraki tarihi güne hazırlanacak. Sonraki günün akşamında güzel bir haber almanın umudunu büyütecek şekilde iyi bir gün geçirecek. Erken uyuyup sonraki gün adil bir seçimin olması için huzurlu bir uykuyu çekecekler J.
UYUMADAN ÖNCE; MÜŞAHİDİN ÇANTASI HAZIRLANMIŞ OLMALI; ÇANTA’DA;
1- Kimlik Kartı (NüfusCüzdanı,Ehliyet,Pasaport vb.) Belgeleri,
2- Seçmen Bilgi Kâğıdı,
3- Sandık Görevlileri El Kitapçığı,
4- Sandık Kurulu üyesi ise görevli olduğuna dair resmi yazı
5- Sadece Müşahit ise müşahit kartı,
6- Tükenmez kalem ve Not almak için bloknot ve a4 kağıdı
7- Şikayet ve İtiraz için hazırlanmış dilekçe örnekleri[1],
8- Bir günlük su, sandviç, peçete, vb. ihtiyaçları
9- Ağrı kesici, vb. kullanılan ilaçlar varsa alınmalıdır. 
10-Şarj edilmiş bir akıllı cep telefonu ve şarj aleti, (Cep Telefonuna Sandık Takip Sistemi indirilip pilot uygulama yapılmalıdır)
11-Parti ilçe örgütü, Okul Sorumlusu, Avukat ve diğer müşahitlerin iletişim bilgilerinin olduğu bir not,
12-On Altı Yıllık AKP iktidarının “hatıralarını” (Soma’dan Roboskiye, Özgecandan Pozantıya, Uğur Kaymazdan Berkine… Yoksulluktan  İşsizliğe… )
Sabah erkenden;  uyanık, zinde ve pozitif bir güne merhaba diyerek sağlam bir kahvaltı yapacak.
6:30’da sandığının çevresinde olacak. Sandık başkanı ve diğer sandık kurulu üyeleri ile tanışacak, kendisi sandık kurulu üyesi ise yerini alacak, sadece müşahitse gelmeyen sandık kurulu üyesi varsa onun yerine talip olacak, o da olmadıysa sadece iyi bir müşahit olarak günü tamamlayacak J
İyi bir müşahit; iyilik ile kötülük arasındaki düzeltici cetveldir. Müşahit; bir “gözlemci” olarak 4 şeyi ayırır.
1- Kim seçmen kim değil,
2- Hangi zarf geçerli hangisi değil,
3- Hangi pusula geçerli hangisi değil,
4- Hangi tutanak geçerli hangisi değil.
Günün sonunda bu 4 güzel ayırımın geçerli olanlarının tutanağının alınması için sandık kurulunu gözlemler. Sandık çevresinde gözlemci olan müşahit usulsüz oy kullanımını önleyebilmek amacıyla sandık kurulunun kimlik, cep telefonu, imza attırma ve mühürleme, oy kullandırma (sadece engellilerde 1 yardımcı kapalı alana girebilir onun dışında sadece oy kullanan kapalı alana girer.) işlemlerini izler. Bir usulsüzlük tespiti olursa “sandık kurulu başkanına” kibarca ve sözlü olarak iletir.
Müşahit ve/veya Sandık Kurulu üyesi; sandıklarda oy verme işlemi bittikten sonra sandık tutanaklarının tamamının toplanması işini 24 Haziran Saat 24:00'e kadar tamamlanmalı, ertesi güne bırakılmamalıdır.
MÜŞAHİTİN MUTLAKA AMA MUTLAKA ALMASI GEREKEN TUTANAK İKİ TANEDİR.
1)    CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ SANDIK SONUÇ TUTANAĞI
2)    MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİ SANDIK SONUÇ TUTANAĞI
UNUTMAYINIZ; ELİNİZDE ISLAK İMZALI TUTAĞI BULUNMAYAN SANDIĞA İTİRAZ EDEMEZSİNİZ.
MÜŞAHİT SANDIĞI İÇİN ALDIĞI BU ISLAK İMZALI VE DOĞRU TUTANAKLARI CEP TELEFONUNA İNDİRDİĞİ SANDIK TAKİP SİSTEMİNE YÜKLER.
OYLAR İLÇE SEÇİM KURULUNA GİDERKEN BİR-İKİ SANDIK KURULU ÜYESİ VEYA MÜŞAHİT SANDIK KURULU BAŞKANINA EŞLİK EDER.
SEÇİM GECESİNDE GÜVENİLİR KAYNAKLARDAN GELENLER DIŞINDA HİÇBİR HABERİN DİKKATE ALINMAMASI VE HERKESİN GÖREVİ TAMAMLANANA KADAR YERİNDEN AYRILMAMASI GEREKLİDİR. 


ÖNCEKİ SEÇİMLERDE YALAN HABERCİLİĞİ KANITLANMIŞ KANALLAR HER ZAMAN TAKİP EDİLMEMELİ AMA SEÇİM AKŞAMI ÖZELLİKLE TAKİP EDİLMEMELİ.

1-  OY KULLANMADAN ÖNCE YAPILACAKLAR
NOT: BU İŞLEMLER 8'DEN ÖNCE BİTİRİLMİŞ OLMALI
  • Ant içme,  
  • Sandığı hazırlama,
  • Kapalı oy kullanma yerinin hazırlanma, 
  • Başkan ve memur üyenin getirdiği torbanın içinden çıkanları (onaylı seçmen listesi, zarf, mühür, pusula tutanak, vb.) saymak ve tutanağa bağlamak,
  • ZARFLARI  MÜHÜRLEMEK
  • PUSULALARI MÜHÜRLEMEK

2- OY KULLANILIRKEN SAYIM AŞAMASINA KADAR YAPILACAKLAR
  • Seçmen listesinde adı olmayan kişiler ancak görevli olduklarını gösterir belge ile (142 Belgesi) oy kullanabilir. Bu kişilerin de adı ve kimlik bilgileri oy kullanan listesine eklenir. İmzaları alınır. OY KULLANMAK İÇİN BU BELGEYİ SANDIK KURULUNA BIRAKMASI VE BİR DAHA ALMAMASI GEREKİR.
  • Kimlik kontrolünün yapılıp yapılmadığını gözlemlemek,
  • Cep telefonu vb. araçların alınıp alınmadığını kontrol etmek.
  • Engellilerin oy kullanımına yardım eden kişinin hep aynı kişi olmasını engellemek,
  • Okuma yazma bilmeyen kişilere açıklama yapan başkanın objektif davranıp davranmadığını kontrol etmek.
  • Sabah 8'den önce ve akşam 17'den sonra oy kullanılmasını engellemek GEREKİR. (saat 17 itibariyle sandık önünde sıra varsa sıradakilerin kimlikleri toplanır ve oy kullandırılır. Kimlikler toplandıktan sonra gelenlere oy kullandırılmaz.)
  • Oy kullanma süresi dolduktan sonra sandık kapatılır.
  • KullanılMAyan zarf,
  • KullanılMAyan pusula,
  • Mühür,
  • Diğer resmi oy kullanma malzemelerinin kaç adet kaldığı SAYIM YAPILARAK TUTANAĞA BAĞLANIR VE GÜVENLİ BİR YERE KALDIRILIR
  • Sayıma uygun bir alan belirlenir. 
  • Çeteleler hazırlanır.
  • Sandık kurulundan kimlerin "çetele tutacağı belirlenir"
  • Sayımın nasıl yapılacağı üzerinde "hem fikir olunup işe öyle başlanmalı."
3- SAYIM VE DÖKÜM AŞAMASI NASIL OLACAK
  • Sayım ve Döküm kamuoyuna, müşahitlere ve seçmenlere açık yapılır. 
  • Önce zarflar sayılır ve geçersiz zarf varsa sayısı ile birlikte tutanağa bu durum işlenir. Geçersiz zarflar güvenlik bir yere konur.
  • Oy kullanan kişi sayısı kadar veya altında geçerli zarf belirlendikten sonra zarfların içerisindeki pusulalar çıkarılır ve cumhurbaşkanı seçimleri için pusulalar ile millet vekilleri için pusulalar ayrıştırılır. 
  • Milletvekilleri pusulaları güvenli bir yere (sandığın içi olabilir) alınır. 
  • Önce cumhurbaşkanlığı seçimleri için sayım yapılır. Sayım bitince ıslak imzalı sonuç tutanağı hazırlanıp müşahitlere bir örneği verilir.
  • Daha sonra milletvekilleri için sayım yapılır. Her oy çeteleye 1 kere işlenir. Yani aynı oy hem bir partiye hem de ittifaka yazılmaz. Partilerin ve ittifakların ayrı ayrı olarak oyları çetele ve tutanaklara işlenir. Islak imzalı sonuç tutanağı hazırlanıp müşahitlere verilir. 
  • Geçersiz zarf ve geçersiz pusula sayısı mutlaka tutanakta tutarlı bir şekilde gösterilmelidir. 
  • Sandık sonuç tutanakları [(1) Cumhurbaşkanlığı ve  (2) Milletvekilleri ] sandık takip sistemine işlenmelidir. 
  • Islak imzalı tutanaklar  sisteme girildikten sonra okul sorumlularına yoksa ilçe parti yöneticilerine iletilmelidir. 

İYİ BİR MÜŞAHİT HALKIN İRADESİNİN SİGORTASIDIR. SİGORTA KRİZ ÇIKTIĞINDA ÇÖZÜME YARIYORSA SİGORTATIR. MÜŞAHİTLER KANUNİ HAK VE YETKİLERİNİ BİLMELİ VE KİBARLIĞI ELDEN BIRAKMADAN SEÇİMLERİN ADİL GEÇMESİ İÇİN ELİNDEN GELEN HERŞEYİ YAPMALIDIR.
İyi Bir Müşahit veya sandık kurulu üyesinin GÖRMESİ/BİLMESİ gereken başlıklar; MÜŞAHİT SADECE GÖZLEMLER, SANDIK KURULU ÜYESİ HEM GÖZLEMLER HEM DE YAPAR. 

Özet bir şekilde önemli noktalar ve haklarımız hakkındaki videoyu izleyebilirsiniz. 
Meraklısı için diğer eğitim videoları aşağıdadır.
1- Oy Kullanmadan öncesi
2- Oy Verme Süreci
3- Sayım ve Döküm süreci
4- Şikayet ve İtiraz Süreci
5- Ceza evi ve Seyyar Sandık Uygulaması süreci

17 Haziran 2018 Pazar

AKP'NİN YERİNE GETİRMEDİĞİ 50 VAADİ


Türkiye’de 2014-2019 yılları arasında sadece 2016 yılında seçim olmayacak. 2015 yılında ise çifte seçim oldu. AKP 1 Kasım 2015’te iktidara geldi ve 137 haftadır iktidarda. İktidara geldiğinde sunduğu hükümet programı eylem planında “takvime bağlayıp yapacağım dediği” birçok şeyi YAPMADI.  24 HAZİRAN SEÇİM VAATLERİNDE İSE BUNLARIN TEKRARI VAR.

BURADA LİSTELENEN BAŞLIKLAR HAKKINDA SOMUT HİÇ BİRŞEY YAPILMAMIŞTIR. Bunlardan bazılarını siz değerli xebat_istihdam okurları için listeledik. YERİNE GETİRİLDİ/GETİRDİK DİYENLER YORUM KISMINA BİLGİ NOTU VEYA YORUM YAZABİLİR. 


  1. Siyasi Etik kanunu çıkarılacak ve siyasetin finansmanı şeffaflaşacak.
  2. Geleneksel irfan merkezleri ile cemevlerine hukuki statü tanınacak,
  3. Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik daha önce atılmış adımlar değerlendirilerek yeni çalışmalar başlatılacak
  4. Temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dâhil edilmesine devam edilecek, özgürlükçü demokratik düzen mantığıyla bağdaşmayan şerhler kaldırılacak
  5. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunun etkinliği artırılacak
  6. Temyiz mahkemelerinin, alt derece mahkemeleri üzerindeki hukukilik denetiminin ötesine taşan yetkileri sınırlandırılacak
  7. Ülke genelinde ideal yargılama süreleri belirlenecek,
  8. Adli Tıp Kurumu yeniden yapılandırılacak,
  9. Kamu hizmetlerinin adil, etkili, verimli, süratli ve kaliteli sunumunu sağlayacak şekilde merkezî birimler daha dinamik ve etkin bir yapıya dönüştürülecek, kurumlar arası yetki mükerrerlikleri kaldırılacak, bürokrasiyi azaltacak ve kurumsal performansı artıracak düzenlemeler yapılacak
  10. Başbakanlık BİMER yeniden yapılandırılacak,
  11. Kalkınma Ajanslarının yönetim, denetim ve mali yapıları iyileştirilecek,
  12. Bölge Kalkınma İdarelerinin kurumsal yapısı iyileştirilecek,
  13. Üniversitede kalite ve özerkliği odağına alan yeni bir Yükseköğretim Kanunu hazırlanacak,
  14. Sağlık araç ve gereçleri ile stratejik ve yerli ilaçların geri ödeme, fiyatlandırma ve ruhsatlandırma süreçleri iyileştirilecek,
  15. Belediyelerin kreş açma zorunluluğuna yönelik uygulama etkin hale getirilecek,
  16. Çocuklar ve gençler başta olmak üzere, daha güvenli ve bilinçli internet kullanımı ve kullanıcı güvenliği artırılacak, bu kapsamda internet kafelerin standartları yükseltilecek,
  17. Vatandaş memnuniyetini ve sağlık hizmet sunumunda etkinliği artırmaya yönelik olarak hizmet bütünlüğünü sağlayacak düzenlemeler yapılacak,
  18. Aile sağlığı merkezleri yapısı ile aile hekimliği uygulamasının yeniden yapılandırılması sağlanacak,
  19. Aktif İşgücü Programlarına ilişkin bir izleme ve değerlendirme sistemi kurulacak,
  20. Vergi beyannameleri ile sosyal güvenlik bildirgeleri birleştirilecek,
  21. Gelir ve kurumlar vergisi kanunları birleştirilerek yeni Gelir Vergisi Kanunu çıkarılacak,
  22. Kamuda taşıt envanteri çıkarılacak ve Taşıt Kanunu yenilenecek,
  23. Uluslararası doğrudan sermayenin ülkemize çekilmesine yönelik gerekli tedbirler alınacak,
  24. Yatırımlarda bürokrasi azaltılacak,
  25. Endüstri Bölgeleri ve Organize Sanayi Bölgelerinde arsa maliyetlerini azaltacak yeni bir mekanizma kurulacak,
  26. OSB’lerde yetki karmaşasını ortadan kaldıran etkili bir yönetim yapısı oluşturulacak
  27. Yatırım Destek Ofislerinin (YDO) kurumsal ve beşeri kapasiteleri güçlendirecek,
  28. Ar-Ge ve tasarım alanında erken aşamaya yönelik bir fon kurulacak,
  29. Türkiye Uzay Ajansı kurulacak,
  30. Su Kanunu çıkarılacak,
  31. Şehirlerde kişi başına yeşil alan şartı miktarı artırılacak,
  32. Yeni bir Seçim Kanunu hazırlanacak, Baraj gözden geçirilecekJ
  33. Yeni bir Siyasi Partiler Kanunu hazırlanacak,
  34. Sivil Toplum Kanunu çıkarılacak,
  35. Devlet Sırrı Kanunu çıkarılacak,
  36. Adlî Veri Bankası oluşturulacak,
  37. İdari yargıda iş yükü azaltılacak ve idari yargının daha hızlı çalışması sağlanacak,
  38. Kamu personel rejimi reformu yapılacak,
  39. Merkezî idare ve yerel yönetimler arasındaki ilişkiler, Avrupa Yerel Yönetimler Şartıyla uyumlu olarak yeniden düzenlenecek,
  40. Sağlık ve eğitim personeline yönelik şiddeti önlemek için caydırıcı önlemler alınacak,
  41. Çocuk hakları en geniş hukuki çerçevede korunacak,
  42. Öğretmen Akademisi kurulacak,
  43. Yazılı ve sözlü iletişim kurabilecek düzeyde yabancı dil öğretimi için gerekli tedbirler alınacak,
  44. Mesleki ve teknik eğitim okul/kurum yönetim modeli geliştirilecek,
  45. Eğitim istihdam bağlantısı güçlendirilecek,
  46. Kamu İhale Kanunu güncellenecek,
  47. Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) çalışmalarına ilişkin ikincil mevzuat düzenlemeleri tamamlanacak,
  48. Hayvan hakları en geniş hukukî çerçevede korunacak,
  49. Çevre hakları en geniş hukukî çerçevede korunacak,
  50. Gençlere ücretsiz internet erişimi imkânı getirecek düzenlemeler yapılacak,
AKP Yetkilileri 24 Haziran seçimleri vaatleri kapsamında yukarıdaki 48. maddeyi tekrar vaat olarak ifade etmiştir. Ancak 2011 yılından bu yana taslak olarak bekleyen bu başlık Sakarya'da bir köpeğe yapılan işkence sonrası ancak gündem olabilmiştir. Aşağıda 2015 programının kesiti bulunmaktadır. AKP sloganını değiştirmeli: "Söylerse AKP söyler, AKP söylerse lafta kalır"





15 Haziran 2018 Cuma

Türkiye En Yüksek Faizin Verildiği Ülkelerden Biri Oldu?

   
RAMAZANDA FAİZ ARTTIRMAK CAİZ MİDİR EY SEÇMEN!*

24 Hazirandaki erken veya baskın seçimin nedeninin, ekonomide yaşanacak derin bir kriz olduğu ifade edilmektedir. “Ekonomik sorunlar ve işsizlik” birçok kamuoyu araştırmasında en önemli sorun olarak öne çıkmaktadır. Erken seçim kararının deklere edildiği 20 Nisan tarihinden bu güne üç defa arttırılan faiz oranına rağmen döviz kurunun önlenemeyen yükselişi; kriz için “bize doğru yaklaşan cisim” değerlendirmeleri ile sonuçlanmaktadır. Türkiye ekonomisinde işlerin “çok iyiye gittiğini söyleyen” AKP cenahına karşı işçi, işveren, esnaf, çiftçi cenahından tam zıttı yönünden sesler yoğunlaşarak yükselmektedir. AKP sözcüleri % 7,4’lük büyümeyi esas alan bir değerlendirme yaparken, tüm toplum kesimleri artık çift haneli olduğu kesinleşen enflasyon, işsizlik ve faiz oranlarının iyi işlemeyen bir ekonominin verileri olduğunu söylemektedir.

Bu yazı kapsamında sadece OHAL dönemi içerisinde TCMB Geç Likidite Penceresi (LON) faiz oranlarının eğilimleri ve seçim kararı sonrasındaki vahim durum değerlendirilecektir. Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere 3 aylığına ilan ilk OHAL döneminde, 3 defa faiz indirimi kararı alınmış ve toplamda 0,75 puanlık bir azalışla dönem kapatılmıştır. II. Dönem OHAL’de 0,25’lik bir faiz artırımı kararı alınmış ve Trump’ın ABD’ye Başkan olması sonrasında ABD’de hızlanan FED politikaları ile bağlantılı bu artış izah edilmeye çalışılmıştır. III. OHAL döneminde iki defa yapılan artışla OHAL döneminde net faiz artışı 1,25 puan olmuştur. Yani 3. OHAL döneminin sonuna kadar OHAL de önemi öncesine göre sadece 1,25 puanlık bir faiz artışı olmuştur. IV. Ve VI. OHAL döneminde ile 0,50’şer puanlık artış ile bu değer 2,25’e yükselmiş, V. Ve VII. Dönem OHAL’ler’de ise faiz artışı olmamıştır.

İçinden geçtiğimiz şu mübarek OHAL günlerinde ise önceki tüm dönemlerden daha sık ve tüm dönemlerden daha yüksek faiz oranları artmıştır. Erken seçim kararının netleştiği 20 Nisan tarihinden 6 gün sonra  ilave 0,75 puan, bu günden 28 gün sonra ilave 3,00 puan ve bu tarihten 15 gün sonra ise 4,25 puan ilave faiz oranı artımı yapılmıştır. Gelinen aşamada faiz oranları OHAL dönemi başına göre yüzde 102 artmıştır. Bu artışın % 76’sı erken seçim kararından sonra gerçekleşmiştir.

OHAL DÖNEMİ
FAİZ KARARININ VERİLDİĞİ TARİH
Kaç gün sonra faiz değişti?
GLP FAİZ ORANI
FAİZ ORANI DEĞİŞİM MİKTARI
MARJİNAL DEĞİŞİM
I. OHAL DÖNEMİ
20.07.2016

10,25
-0,25
-0,25
24.08.2016
35
10,00
-0,25
-0,50
23.09.2016
30
9,75
-0,25
-0,75
II. OHAL DÖNEMİ
25.11.2016
63
10,00
0,25
-0,50
III. OHAL DÖNEMİ
25.01.2017
61
11,00
1,00
0,50
17.03.2017
51
11,75
0,75
1,25
IV. OHAL DÖNEMİ
27.04.2017
41
12,25
0,50
1,75
VI. OHAL DÖNEMİ
15.12.2017
232
12,75
0,50
2,25
VIII. OHAL DÖNEMİ
26.04.2018
132
13,50
0,75
3,00
24.05.2018
28
16,50
3,00
6,00
08.06.2018
15
20,75
4,25
10,25
 Kaynak:TCMB[1]


İktidar cenahı dolar kurunun 4,92’ye yükselmesi sonucu önceden yüksek perdeden karşı çıktığı faiz artımına sarılmıştır. Ancak ülkenin ekonomik dış mihrakları olarak “dışa bağımlığı” “dış borcunun” ve “dış ticaret açığının” dramatik yükselişi nedeniyle bu faiz artımları çok kısa süreli etki gösterebilmiştir. OHAL Döneminde ekonominin temel göstergeleri kötüleştiğinden yapısal bir iyileşmenin işaretleri henüz yoktur. Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere OHAL döneminde TL’deki değer kaybetme göstergeleri çok dramatiktir.


OHAL DÖNEMİ BAŞINDA
VIII. DÖNEM OHAL’DE*
OHAL ETKİSİ
ARTIŞ
TÜFE (%)
8,79
12,15
3,36
38%
Dolar kuru
2,98
4,92
1,94
65%
Euro kuru
3,29
5,76
2,47
75%
Faiz (%)
10,25
20,75
10,5
102%
*Haziran itibariyle görülen en yüksek değerler

Bu verilere karşın sabit ve asgari ücretlilerin ücretlerindeki artış enflasyon oranlarının altında gerçekleşmiştir. Enflasyonun  % 38 arttığı OHAL döneminde asgari ücretliye verilen zam % 23’tür. Zaten kamu emekçilerinin aldığı zam enflasyonun bile çok altındadır. Örneğin 2018 yılının ilk dönemi için memurlara verilen % 4’lük zam nisan ayını çıkaramadan enflasyonun altında kalmıştır.

Sonuç olarak kur ve enflasyon riskinin olduğu, dışa bağımlı bir ekonomide sürekli ve radikal artan faiz oranları; yatırımları ve dolayısıyla istihdamı sınırlayacak bir düzeye doğru yükselmektedir. Türkiye’nin ekonomisinin “kırılgan” ülkeler arasında sayılması dış açığının GSYİH oranının yüksekliği, rezervlerinin kur riski etkisiyle azalması ve yüksek enflasyon ile açıklanmaktadır. [2] Dış borç oranını GSYİH’nın % 60’ına yaklaşması durumu ise bir yıl içinde gerçekleşecek ve 2001 krizinin yaşandığı dönemin çok üzerinde olacaktır.

Faiz oranlarının artması sadece bir sonuçtur. OHAL’de tercih edilen hukuksuzluk, güvensizlik ve verimsizlik ekonomisinin sonucudur. Ancak her sonuç gibi kendisi de yeni olumsuz gelişmelerin nedeni olacaktır. AKP’nin OHAL ekonomisi, Türkiye’yi dünyada en yüksek faizi veren ilk 5 ülke içerisine sokmuştur. Dünya genelinde düşük faiz ve düşük enflasyon sorunu varken Türkiye çift haneli oranları ile göz doldurmaktadır! Erdoğan’ın “lafta faiz karşıtlığı” ise içte ve dışta uyguladığı irrasyonel siyasetle çelişmektedir. AKP’nin neden olduğu demokrasi krizi etkisi yıllara yayılan ekonomik bir krizi başlatmıştır. Faiz oranları sadece bir göstergedir. Yoksullaştıran, gelir dağılımını adaletsizleştiren ve sadece sermaye sınıfına yarayan bir gösterge.




[1] http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Temel+Faaliyetler/Para+Politikasi/Merkez+Bankasi+Faiz+Oranlari/Gec+Likidite+Penceresi+%28LON%29

10 Haziran 2018 Pazar

AKP GELİRSE İHRAÇLAR DEVAM EDER EYYY 3,5 MİLYON MEMUR


AKP 2016 yılı 20 Temmuzundan bugüne ülkeyi OHAL ile yönetmektedir. OHAL kapsamında en çok uyguladığı işlem ise OHAL KHK’leri ile kanunlarda değişiklik yapmak ve meclisin yasa yapma görevini kısıtlamak olmuştur. Ancak memurları doğrudan ilgilendiren OHAL uygulaması KHK’lerle iş güvencesinin kaldırılmış olması ve 120 bini aşkın kişinin hukuksuz bir şekilde işten atılmasıdır.

AKP ihraç uygulamasıyla kendi yandaşları için alan açarken geriye kalan tüm kamu emekçilerine ise mobing ortamını dayatmaktadır. Binlerce kamu emekçisi baskı koşulları altında ya sendikalarından istifa etmiş, ya emekli olmuş ya da yandaş sendikalara üye yapılmıştır. Ancak AKP’nin işyerlerindeki baskısı devam etmektedir. Çünkü OHAL baskısı altında birçok haksızlığa karşı ne hak arama kanalları açıktır ne de şeffaf bir uygulama vardır. Tüm kamu emekçilerinin özlük haklarında geriye gidiş hızlanmıştır. Kamu emekçileri 2010 yılından bu yana zam alamamaktadır. Örneğin 2018 yılının ilk dönemi için verilen zam mayıs ayı gelmeden enflasyonun altında kalmıştır. Binlerce kamu emekçisi objektif olmayan kriterlerle ya terfileri durdurulmuş, ya açığa alınmış ya da başarısız görülerek hak ettiği yere atanmamıştır. Bütün kamu emekçilerinin AKP döneminde maruz kaldığı bir zulüm de liyakatsiz ve işten anlamayan yöneticilerle çalışmak zorunda kalmak olmuştur.

AKP’nin sadece OHAL KHK’leri ile hukuksuz bir şekilde işten attığı kişilerle ilgili tablo aşağıdadır. AKP kendi döneminde orduya alınan kişilerin tüm ülkeye karşı işlediği darbe girişimini gerekçe göstererek 110.717 kişiyi ihraç etmiştir. Bu kişilerin yarısından fazlası darbeden 100 gün sonra işten atılmıştır. Hatta son atılanlar darbeden 546 gün sonra işten atılmıştır. İşten atılanlar ortalama 477 gündür bu hukuksuzluk ile yaşamaktadırlar.

AKP'nin 300-400 kişilik işten attığı bu kişiler OHAL komisyonunca 3'er 4'er işine döndürülmektedir. AKP'nin OHAL'i ve OHAL komisyonu tamamen hukuka aykırıdır. Ancak AYM bu konuda komisyondan daha yetkisiz olduğunu deklere etmiştir. Geriye sadece sandık kalmıştır. Halkımız OHAL-KHK rejimini de sandıkta oylayacaktır. AKP'nin bu uygulamasına bakarak da AKP'YE oy verilmemelidir. 



690 gündür ülkeyi OHAL ile yöneten AKP, seçimlerden sonraya OHAL’i kaldırmayı vaat ediyor. Peki iş güvencesini ortadan kaldıran AKP OHAL’i neden kaldırsın? Kaldıracaksa neden şimdi kaldırmıyor? AKP bürokrasiyi kendi tebaasına dönüştürmek için hem KHK aracından hem de OHAL’den vaz geçmeyecektir. Seçimlerle AKP’nin yeniden iktidar olması 3,5 Milyon kamu emekçisinin iş güvencesini riske atmaktır. Kamu emekçileri güvencelerini korumak, gelen-giden kabinelerin değil kamunun emekçileri olmak için bu gidişe #tamam diyecektir. 


5 Haziran 2018 Salı

AKP'NİN EKONOMİ PROMPTERİ DE TAKILMIŞ: 16 YILDIR YAPILMAYAN VAATLER

24 Haziran seçimlerine 3 haftadan az bir süre kaldı. Partiler beyannamelerini açıkladı. Şimdi meydan meydan, ekran ekran neyi nasıl yapacaklarını anlatmaya çalışıyorlar. Tüm anti demokratik OHAL koşullarına rağmen AKP'nin bu defa sandıkla gideceğine dair günden güne artan bir eğilim var.

Tek başına iktidar olacak çoğunluğu alamayacağını anlayan AKP iktidarı MHP, BBP ve Hüda-par ile ittifak ve seçim işbirliği yapmış durumda. Bu Cumhur ittifakına (Cİ) karşı HDP dışındaki muhalefetin bir araya geldiği Millet İttifakı (Mİ) kapsamında da CHP, İYİ ve Saadet ittifak ve işbirliği içerisinde. HDP ise zaten kuruluşundan bu yana bir sol ittifak partisi olarak bileşenleriyle seçimlere girmektedir.

Türkiyenin seçim gündemlerinin başında ekonomi gelmektedir. AKP'nin 16 yıllık iktidarı sonunda ortaya çıkan ekonomik durum hiç de iç açıcı görünmemektedir. OHAL koşullarında gidilen baskın seçimin nedeni aslında ekonomik durumun sürdürülemez durumda olmasıdır. 4 Haziranda açıklanan enflasyon verileri son 15 yılın en yüksek verisi (ÜFE, 20,16) olmuştur. Sadece enflasyon değil, döviz kurları, borçlanma (Dış Borç stoku/GSYİH= % 54) ve işsizlik verileri de sinyal vermektedir. Genç ve üniversiteli işsiz sayısının milyonlarla ifade edilmesi nedeniyle tüm partilerin beyannamelerinde "ekonomi" öne çıkan önemli bir başlık olmuştur. Bu yazının başlığında da ifade edilen durum AKP'nin içerisinde bulunduğu tutarsızlığı göstermektedir.

AKP'nin 16 yıldır ifade ettiği vaatleri yerine getirmemesi bir garabettir. OHAL ve KHK rejimi ile ekonomiyi batıran, bütçeyi güvenlikçi politikalara teslim eden, ücretliyi enflasyona ezdiren AKP'nin ekonomi vaatleri dikkate alınmamalıdır.

16 yıldır iktidarda olan bir partinin hala vergi reformundan bahsetmesi trajiktir. Hedefin % 100'den fazla saptığı bir yerde Enflasyon hedeflemesi demek hafızasızlıktır. Türkiye'nin G-20, OECD, AB ... içerisinde en yüksek faiz veren ülkeler içerisine AKP eliyle sokulduğu bir dönemde "faizler düşecek" demek tutarsızlıktır. Cari açığın bizzat AKP politikaları ile büyütüldüğü bir yerde cari açık düşecek demek ekonomi bilgisizliğidir. Bölge ve sektör bazlı teşviklere yeni fabrikaların önü açılacak demek şimdiye kadar bunu yapmadık demektir. AKP dalgalı kur rejimi sürecek diyerek 81 milyonla dalga geçmektedir. Türkiye'yi OHAL'e teslim eden, her alanda haksızlığı ve hukuksuzluğu yayan AKP Türkiye'nin yatırım cazibesi için en büyük tehlike olduğu görülmelidir.

AKP yöneticileri konuşmaları prompterden yapmaktadır. Önceki gün Diyarbakır'ın hava şartlarının etkisiyle ortaya çıkan teknik takılma durumu AKP ekonomi bildirgesinde de var. 2002'de takıldı. Ekranda aynı şeyler dönüp duruyor. AKP ve OHAL olduğu sürece ekonominin yeniden düzelme yönünde bir ivme kazanamayacağı, döviz kuru, faiz, işsizlik ve enflasyon oranlarının ise artacağı görülmelidir. Ekonomide de #AKPgeleceksizliktir. Ekonominin can suyu 24 Haziranda AKP'yi göndermekten geçer.


Not: Resim https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-44334035 linkinden kesilerek alınmıştır.


3 Haziran 2018 Pazar

Ankara'daki 15.000 iHRAÇ, İhraç Adaylara Oy Versin, İhraçlar TBMM'de Grup Kuracak


Türkiye genelinde 112.679 kişinin KHK ile ihraç durumu hala OHAL komisyonunun kaplumbağa hızına terkedilmiş durumda. AKP hergün işten attığı 300-400 kişiye karşılık ortalama 3-4 kişiyi işe geri döndürmektedir. İhraç edilen insanlar hakkında % 80 üzerinde hala herhangi bir suç isnadı veya kovuşturma yok. Kovuşturma açılanların da % 80'den fazlası ise suçsuz bulunurak "Kovuşturmaya yer yok kararları çıkmakta" Yani AKP'nin adaletsizliği hem işten atarken, hem de geri döndürürken çok açık bir şekilde görülmektedir. ANKARA'DA İSE YAKLAŞIK 15 BİN KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ. 

Birkez daha ifade etmek gerekirse AKP'nin İhraç İşlemleri;


  • Anayasanın 2. maddesindeki "Hukuk Devleti ilkesine," TAMAMen AYKIRIDIR.
Başka bir ifadeyle; Olağan hukuka aykırı bir şekilde işten atılmamız
1) Masuniyet karinesinin,
2) Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin,
3) İdari kararla suç ve ceza inşa edilemez ilkesinin,
4) Sert çekirdekli haklar KHK ile düzenlemez ilkesinin,
5) Suç ve cezanın şahsiliği ilkesinin ve
6) Kanunların geriye yürümezliği ilkesinin AÇIK İHLALİDİR.

Bu ihraç işlemi olağan hukuk kapsamında;

1) AİHM İçtihatlarına,
2) Anayasa Mahkemesi içtihatlarına ve kararlarına
3) Birçok uluslararası sözleşmeye,
4) Cari anayasaya,
5) Yüzlerce temel kanuna (Medeni, Ceza, DMK, 4688, İYUK, vb.) ve hatta
6) OHAL Hukukunun kendisine AYKIRIDIR.

Yukarıda ifade edilen haksız durumun yaşamsal ve olumsuz sonuçlarını yaşayan ihraçlar olarak 24 haziran seçimlerinde AKP'den hesap sormalıyız. Aksi takdirde AKP'nin, AKP'nin OHAL komisyonunun yani hukuksuzluğun insafına kalmış olacağız. AKP ve dahil olduğu ittifak dışında tüm siyasi partiler seçim bildirgelerinde "OHAL'i KHK'lerle birlikte kaldırma" vaadi veriyorlar. Yani AKP giderse OHAL ve KHK rejimi de gider. Bizler de uğradığımız bu haksızlığa son vermiş oluruz. Bugün Türkiye'de 1 milyon seçmeni etkileyen bir zulümdür KHK ihraçları. Buna susmak insan olmaktan ve irade sahibi bir özne olmaktan istifa etmek demektir.


Ankara'da 2.000 öğretmen, yüzlerce akademisyen ihraç edilmiştir. SADECE BAŞBAKANLIĞA BAĞLI KURULUŞLARDA 5.000 KİŞİLİK İHRAÇ VAR. Tüm kurumlardan ihraç edilenlerle birlikte 15.000'nin üzerinde ihraç Ankara'da yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. 24 Haziran bu "Onbinlerin dönüşü" de olacaktır. Gelin AKP'ye sandıkta hesap soralım.






Ankara'da 2. Bölge Adayı Nuray Türkmen Canlı, ihraç bir akademisyen, Ankara üniversitesinde haksız bir şekilde işinden atıldı. HDP'den Aday.


Yine 3. Bölgede "ihraçların mücadelesini dünyaya duyuran biri" sevgili VELİ SAÇILIK, HDP'den aday.


Bu iki aday da Ankarada ve 1. Sırada. İhraçların oyuyla vekil olmaları çok kıymetli olacaktır.


Ayrıca HDP 37 ihraç vekil adayıyla seçime gidiyor. HDP'ye vereceğiniz her oy ihraçların işlerine dönmesi için atılmış bir oy olacaktır.


Türkiye'nin dört bir yanında seçilecek yerlerden ihraç adaylar gösteren HDP'nin barajı aşması da AKP döneminin kapanması için ön şarttır. HDP'nin barajı aşması AKP'yi ilk turda mecliste azınlık konumuna düşürecektir. Mecliste azınlık konumuna düşen AKP'nin cumhurbaşkanı 2. Tura daha zayıf girmiş olacaktır.


Türkiye genelinde 116.700 ihracın bu netice için mücadele vermesi ve uğradığı haksızlığa karşı kısa yoldan hesap sorması elzemdir. İhraç vekillerin 20'den fazla olacak şekilde meclise gitmesi uğradığımız haksızlığın boyutunu ortaya koymak için yeterince kanıt olacaktır. AKP'nin hem meclisten hem de yürütmeden ihraç edilmesi ihraçların, ailelerinin, akrabalarının, arkadaşlarının bu zulme itiraz etmesiyle olacaktır.


Bu yazı "Biz bu ihraçları hak edecek bir tutum, davranış veya fiil içersinde olmadık" diyen tüm vicdanlı insanlara ve onların bu haksızlığa uğradığına tanık olanlara bir çağrıdır.


Gelin bu haksızlığın hesabını soralım. Sandık en kolay ve en doğru yoludur.











Öne Çıkan Yayın

DEM PARTİ MÜŞAHİDİ OL!

  İYİ BİR MÜŞAHİT NE YAPSA DAHA İYİ OLUR   İyi bir müşahit “müşahede altında olan ülkenin” tarihi seçiminde görev alacak sandık kurulu üyesi...