27 Şubat 2017 Pazartesi

Kemer Sıkma Sırası Esnafta mı?

Kemer Sıkma Sırası Esnafta mı? Soru çok net ve son günlerde her konuda çoğunluk olan "Hayır diyenler" bu konu da azınlık...
Referanduma 47 gün kaldı... Zor iki sene yaşayan, hergün batış haberleri ile gündem olan esnafın "hayırla şer arasındaki tercihi çok belirleyici olacak" derken esnaflara yönelik yeni bir kesinti başlatılacak haberleri çıktı. Zaten zor günlerden geçen esnaf bir de ahilik fonu primi ödeyecek. "Ahilik fonu" kapsamında her esnaf zorunlu olarak 35,55 TL  prim ödeyecek. Bu kesinti 2.077.276  Bağ-kurlu esnaftan kesilecek. Esnaflar önce aylık 73 milyon 847 bin 162 liralık primi ödeyecek. Sonra faiz geliri hariç tutulursa bu primler 1 Milyar 772 Milyon 331 bin 883 lira olunca şartları uyan esnafa asgari ücretin çok altında bir ödeme yapılacak. Böyle bile olsa iyi diyebilirdik. Böyle mi? Tabi ki hayır... Neden?

Torba kanunların temel yasama faaliyetlerine dönüştüğü bir mecliste esas yönüyle kanunları takip etmek neredeyse mümkün değil artık. Yasama uzmanlarının feriştahı olsanız bir bütün halinde torba kanunları kavramanız çok zor oluyor... Birbiri ile ilgisiz yüzlerce başlığı, çoğu zaman maddi hatalar da içerecek şekilde, kamuoyunda, ilgili komisyonlarda ve gerektiği gibi tartışmadan hurra yallah torba yapan kanunlar, genellikle "türdeş" yazarların müjde içerikli  yazılarıyla belli gaza'telerde görünür oluyor. Yine bir müjdeli haberle ve torbayla karşı karşıyayız. Esnaf Ahilik Sandığı..

Müjdeli habere göre; esnaflar da işsizlik sigortası fonu gibi bir fondan yararlandırılacak! Esnaf battığında veya kapattığında dükkanı, geri ödeme alacak... Fonun hazırlandığı dönem, binlerce esnafın battığı döneme denk geldi tesadüfen... şu işe bak sen ama art niyet aramaya yok gerek...
Müjdeli habere devam edecek olursak "kapsamdaki Bağ-Kur’lular yüzde 2 oranında prim ödeyecek. Esnaf Ahilik Sandığı’na prim ödenmesi zorunlu olacak. Ödenecek prim miktarı 35,55 TL olarak belirlendi. Sandığa 3 yıl boyunca son 120 günü kesintisiz olmak üzere en az 720 gün prim ödeyen esnafa sandıktan ödenek verilecek. 720 gün prim ödeyen esnaf 6 ay ödenek alabilecek. Son 3 yılın içerisinde en az 900 gün prim ödeyen esnafa 8 ay, son 3 yılın tamamında yani 1.080 gün prim ödeyen esnafa ise 10 ay ödenek verilecek[1]
Şimdi bu müjdeli haberin "gizlediği" hususları sıralayacak olursak;

1- 35,55 TL olacak olan prim kesintisi, Kasım ayı verilerine göre 2.077.276 esnaftan kesilecek. Yani aylık 73 milyon 847 bin 162 liralık prim toplanacak. Faiz geliri hariç tutulursa bu primler 1 Milyar 772 Milyon 331 bin 883 lira olacak 24 ay içerisinde.  
2- İlk ödeme 24 ay prim toplandıktan sonra yapılacak. Şimdiki batık esnaflar ve 2 yıl içinde batacak esnaflar bu fondan yararlanamayacak.
3- İki yıldan sonra batacak olan esnafların son 4 aylık primlerinin kesintisiz ödemiş olmaları gerekir. Bir gün dahi eksik ödeme yapan esnaf isterse 720 değil 820 günü olsun yine yararlanamayacak. 
4- Zaten günü kurtaramayan, büyük AVMlere kapılan küçük esnafın her ay ödeyeceği prim "düzenli ve zorunlu gider olacak."

AHİLİK Fonu Esnafa ödenecek mi sorusuna şu an uygulamada olan işsizlik fonu uygulaması cevap versin... Kesintiye gelince neredeyse tüm sigortalılardan kesilen işsizlik sigortası primi, ödemeye gelince işsizlerin % 10-12'sine ödenmiştir... İşsizlik sigortası fonu haritası aşağıdadır.. Esnafların hepsinden kesilen prim batan tüm esnafları dahi kapsamayacaktır. Örn: işsizlik sigortası, Baknz az aşağıya...

"İŞKUR İşsizlik Sigortası Aralık 2016 bültenine göre; “İşsizlik Sigortasının uygulamaya başladığı Mart 2002 tarihinden 31.12.2016 tarihine kadar 7.865.560 kişi başvuruda bulunmuş, 5.123.004 kişi işsizlik ödeneği almaya hak kazanmıştır. Mart 2002 tarihinden 31 Aralık 2016 tarihine kadar toplam 14.313.273.079.-TLödemede bulunulmuştur.” Buna göre başvuran her 100 işsizin 35’ine yukarıdaki şartlardan birine uymadığı gerekçesiyle işsizlik ödeneği ödenememiştir. Yasa bu konuda çok açık ve kısıtlayıcı olduğu için % 35 gibi görece yüksek bir oranda hak etmeyen işsiz, olumsuz dönüt almıştır. 

Tablo : Mart 2002-2016 İşsizlik Ödeneği Başvuruları
Başvuran Toplam Kişi Sayısı
7.865.560
100%
Ödenme Yapılmayan Toplam Kişi Sayısı
2.742.556
35%
Ödenen Kişi Sayısı
5.123.004
65%
Ödenen Toplam Miktar (TL)
14.313.273.079

Ortalama Kişi Başına Ödeme (TL)
2.794


Kaynak: İŞKUR İşsizlik Sigortası Bülteni

İŞKUR İşsizlik Sigortası Aralık 2016 bültenine göre; 2016 yılında Fondan harcanan miktar 12.145.157.598 TL’dir. Aynı dönemde bu kapsamda işsizlik ödeneğinin toplam harcama içindeki oranı % 30’dur. Fonun % 70’i işsizlik ödeneği dışındaki harcama kalemlerinde harcanmıştır. Kurulduğu aşamadan bu yana bu oranın düzenli bir artış sergilediği ortadadır.

“Kullanılma kapsamı” özellikle torba yasalarla yıllar içinde genişletilen fonun “kullanıldığı başlık sayısını tam olarak belirlemek” ayrı bir araştırma gerektirebilir."

Görünen o ki siyasal iktidar memura ve işçiye zorla katılım yoluyla uyguladığı Bireysel Emeklilik Sigortası (BES) benzeri uygulamayı esnaflara da yayacak. İşin kötü yanı işçi ve memur 2 ay sonra bu kesintiden kurtulabilecek. Esnafın kesintisi ise zorunlu olacak. Esnafın yararlanma imkanı da daha kısıtlı olacak. Bakalım esnaf ne diyecek... 


[1] http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/issizlik-maasi-1-ay--erken-baglanacak-2403277/"


19 Şubat 2017 Pazar

GİZLENEN İŞSİZLİK ORANI % 10, REEL İŞSİZLİK İSE % 21

Reel İşsiz Sayısı 6 Milyon 446 bin 558 kişi…

TÜİK tarafından işsiz sayılmak çok zor ama bu ülkede işsiz bırakılmak çok kolay. İşsiz sayılmak için tek kurum yani TÜİK görevli iken, işsiz bırakılmak için yüzlerce kurum iş başında, harıl harıl KHK listesi hazırlıyor. Milli Eğitim, YÖK ve iş ve işçi bulmada kanuni görevleri olan İŞKUR da bu hararetli kurumlardan... 

1 Eylül Dünya Barış Gününde startı verilen işten atma KHK şenlikleri kapsamında yuvarlak hesap 101.900 kişi işsiz bırakılmıştır. Uluslararası hukuk, anayasa, temel kanunlar ve hatta en düşük normlara dahi aykırı olan bu işten atmalar “olağan hukuka ve hukuk fakültesi 1. sınıf bilgisine göre yok hükmündedir.” Ancak bu yazının konusu kamudan işten atmaların işsizliğe etkisi değil. Her ne kadar reyisicumhur imzasıyla işsiz bırakılmışlarsa da, OHAL KHK NO: 679’dan 687’e kadar işsiz bırakılanlar, TÜİK’e göre işsizlik verileri içerisinde işsiz sayılmıyorlar.

İşte bu nedenle TÜİK’çe işsiz sayılmak çok zor durum durumdur. TÜİK’e göre işsiz sayılmanız içün aşağıdaki şartların hepsinin bir arada olması gereklidir. İşsiz sayılmanız için: 
  1. Referans dönemi içinde, (son KHK’liler henüz bu referans döneminde olmadığından işsiz sayılmamaktadır.)
  2. İstihdam halinde olmayan kişilerden, (kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiç bir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı  da olmayan) (İŞKUR Kursiyerleri, Engelli Bakıcıları, ücretsiz aile işçileri vb. işsiz sayılmamaktadır.)
  3. İş aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış  olan, (6 Ocak haftasında ihraç edildiyseniz ve o hafta iş arayıp sonra aramaya ara verdiyseniz, TÜİK işsiz saymıyor sizi) (2014 yılı öncesinde iş arama kriterinde referans dönemi olarak “son 4 hafta” yerine “son 3 ay”  kullanılmaktaydı. Her ne hikmetse bu süre kısaltıldı.)
  4. 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan (Herhangi bir nedenle başlayamıyorsanız işsiz sayılmıyorsunuz.)
  5. 15 ve daha yukarı yaştaki fertlerden olmanız gerekir 
Bu koşullardan herhangi birini tutmayanlar açık işsizlik oranına ve sayısına dahil edilememektedir. Örneğin Kasım döneminde 12,1 oranını ve 3 milyon 715 bin sayısını oluşturan işsizler bu 5 koşulu aynı anda yerine getirmektedir. Bilindiği üzere işsizlik; açık işsizlik, gizli işsizlik diye tasnif ediliyor. 3 milyon 715 bin kişi açık işsizdir. Sürekli iş arama faaliyetine rağmen iş bulamamaktadır. Gizli işsizlik ise verimle ilgili olup çalıştığı halde katma değeri olmayan işgücünü tarif eder ki ölçümü çok zordur. Bu yazıda vurgulamak istenen kavram sadece işgücüne dahil olmayıp iş başı yapmaya hazır olanlarla da ilgili değil… ki bu kapsamda da 3 milyon 715 bin kişiye ek olarak 2 milyon 286 bin kişi bulunmaktadır. Birçok araştırmada reel işsizlik oranına dahil edilen bu kişiler ülkeler için kritik eşiği gösterir. Bu milyonların da dışında milyonları gösteren bir kavram: “Gizlenen İşsizlik”
Gizlenen işsizler kimlerden oluşuyor. 1) Stajyerler 2) Mevsimlik Çalışanlar 3) İŞKUR TYP’leri Kapsamında Yararlanıcılar, 4) Engelli Bakım Parası alan kişiler 5) … Bu kişilerin “istihdam halinde” oldukları iddiası, hafta da bir saat dahi olsa kazanç karşılığı (ayni veya nakdi) iş yapmalarına dayandırılmaktadır. An itibariyle TÜİK, açık işsiz olmasına rağmen İŞKUR Kursiyer ve Yararlanıcılarını işsiz saymamaktadır. Gizli işsizliğin bir türü de olabilecek bu "eğreti istihdam durumu" hem geçici olmak yönüyle sorunludur hem de işçilerden kesilen primlerden biriken işsizlik sigortası fonundan ücretlendirme yapılması yönüyle de sorunludur. Son 687 sayılı KHK ile bu durum daha da yaygınlaşacak... yani kişilerin hem bir işi olmayacak, hem de işsiz sayılmayacak... bu sayının kaç kişi olduğu veya olacağı net değildir. 


Tablo 1: İşsizler ve Gizlenen İşsizler Tablosu (2016 Tahmini)

2016 Yılı için tahmini TÜİK verilerini ve Yayınlanmış İŞKUR verilerini içeren yukarıdaki tabloda görülebileceği üzere İŞKUR etkisiyle 2,2 oranında bir işsizlik oranı massedilmektedir. 2016 yılı için İŞKUR'un programları ve kursları kapsamında 684.558 kişi istihdam da sayılmaktadır.  TYP programına ilişkin "verimsiz", "herhangi bir mesleki nitelik kazandırmayan" ve "aktif işgücü programı olarak ifade edilmemesi gereken" bir program değerlendirmesi yapılmaktadır. Yine kursiyer ve stajyerlerin "geçicilik" durumu bu kapsamdaki "istihdamın" "ertelenen bir işsizlik" olduğunu göstermektedir. 2013 yılından bu yana yoğunlaşan bu erteleme durumu 2015-16 yıllarındaki işsizliğin patlamasının bir nedeni olabilir. 

2017 yılı için ise daha iyimser olmak için çok az neden var. Referandum sürecine girmiş, işsizliğin kamu kurumları eliyle ihraçlar yoluyla arttırıldığı, enflasyon ve döviz kurunun birlikte arttığı bir iktisadi yapıda istikrarsızlığın ilk sonucu işsizliğin radikal artışı olacaktır. 
    


16 Şubat 2017 Perşembe

İşsizler, Atanamayanlar, Atılanlar "Hayır" Diyecek!

Türkiye'nin Emek hali, OHAL'de referandumu nasıl etkiler?


Türkiye yaklaşık 60 gün sonra rejim değişikliğini içeren, aslında 18 maddeden ibaret olmayan tüm anayasa maddelerini etkileyen, tarihi bir referanduma gidiyor.  Zam alamayan, sendikasızlaştırılan, işten atılan çalışanların, iş bulamayan işsizlerin, gençlerin, işgücü dışına itilen kadınların, tarımda çalışan ücretsiz aile işçilerinin, gayrı insani koşullarda bulunan mevsimlik işçilerin, üniversite mezunu olmasına rağmen atanamayanların referanduma dair fikri hayırdan yana görünüyor. Örneğin kamuda çalışırken hukuksuz bir şekilde işten atılan ("ihraç edilen") 101.900 kişi aileleri ve arkadaşları ile birlikte "HAYIR" diyecek.
15 Şubat 2017 itibariyle 211 gündür Türkiye genelinde bir OHAL uygulaması devam etmektedir. "OHAL'de referandum olmaz, meşruiyetini kaybeder" eleştirisi karşılık bulmazsa 16 Nisan'da, yani iki ay sonra referandum olacak." Ohalin olağan sonuçları" birçok yönüyle hayatımızı kısıtlarken genel ekonomik durumda da hayra alamet olmayan gelişmelere gidişat hızlanmış durumdadır. Tartışmalar "Anayasa" değişikliğine odaklanmış, emek kesimi reel bir kayıp dönemi yaşamakta ve genel kamuoyu bu konuya gereken özeni göstermemektedir. Daha çok kurdaki dalgalanmalar üzerinde yapılan tartışmanın emek kesimini nasıl etkilediği, dikkat çekilmesi gereken noktadır. OHAL KHK'leri kapsamında Ohal'le ve "Darbecilerle mücadele ile ilgisi olmayan"  ama emeğe dair ciddi ve kalıcı sorunlara yol çan birçok uygulama çıkarılmıştır. 

TÜİK'in açıkladığı Kasım verilerine göre işsizlik oranı 2009 yılından sonraki en yüksek orana, % 12,1'e çıktı. Geçen yılın aynı dönemine göre 590 bin kişi artan işsiz sayısı ise net bir şekilde artan işgücüne yetecek kadar istihdam alanının oluşturulamadığının göstergesidir. % 12,1'lik işsizlik oranı ve 3.715.000 kişilik işsiz sayısı Türkiye'de emek için zor günlerin içinden geçildiğini göstermektedir. Bunun anlamı özetle: "İşsizler daha uzun süreli iş arayacak ve iş bulmak için daha nitelikli olmaya çalışırken daha düşük ücretleri kabul edecek." Gençlerde işsizlik oranı önceki döneme göre % 3,5 artarak % 22,6 olmuştur. Kadınlarda ise işsizlik oranı 3 puan artarak % 16'ya yükselmiştir. Tarım dışı işsizlik oranı ise 1,9 puan artarak 14,3 oranına yükselmiştir. 
İş aramaktan bıkıp ve çalışmaya hazır olmasına rağmen işgücünden ayrılan nüfus 2.286.000 kişiye ulaşmıştır. Ne işte ne de eğitimde olmayan gençlerin  sayısı 85.000 kişi artarak  2.842.000 kişiye ulaşmıştır ki bunların 379 bini yüksek öğrenim mezunudur. 
Bu vahim tablonun sonucu olarak İşgücüne Katılma Oranı % 52,1 istihdam oranı ise % 45,8'dir. 80 milyonluk bir ülkede toplam istihdam sadece 27 milyon 67 bin kişidir. Yani 1 kişi çalışıp 3 kişiye bakmaktadır çünkü 28 milyon 77 bin kişi işgücü dışındadır.  

Çalışanlar açısından da işini kaybetme riskinin yükseldiği bir dönemin içerisindeyiz. Ohal döneminde gerek kamu sektöründe temel hukuki teamüllere aykırı bir şekilde patır patır çıkarılan KHK'ler kapsamında 101.900 kişi işsiz bırakılmıştır. % 95'i üniversite mezunu olan bu kişiler nitelikli, deneyimli ve donanımlı olmalarına rağmen işsiz bırakılmıştır. Özel sektörde ise 1980'den beri çıkarılamayan ama Ekim ayında Ohal sessizliğinden yararlanılarak çıkarılan "kiralık işçilik" uygulaması, Türkiye'yi emek kesimi için güvencesiz, kayıtdışı ve haksız uygulamaların olduğu bir yere dönüştürmüştür. Her 100 çalışandan 33,3'ünün sigortasız çalıştığı Türkiye'de çalışanların % 11'i ücretsiz aile işçiliği yapmaktadır. Kendi hesabına çalışanlar % 17 iken ücretli veya yevmiyelilerin oranı % 68'dir. 


Mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde işgücü piyasasının kriz hali daha net görülmektedir. İşgücü artmasına rağmen yeterince istihdam artışı sağlanamamaktadır. İstihdam sayısında artışın dışında önceki döneme göre azalışların görülmesi krizin boyutunu göstermektedir. İstihdam dışında işsiz sayısı da açık bir kriz yaşandığını ve üst üste 8 aydır bu artışın devam ettiğini göstermektedir. 
  
Kaynak:TUİK Kasım Dönemi HİA

 "Tarımsal Çözülmenin" devam ettiği Türkiye'de her yüz çalışanın 18,7'si hala tarım sektöründe iken yine diğer 19,6'sı sanayi sektöründe çalışmaktadır.  İnşaatın istihdam içindeki payı % 7,4 iken hizmetlerin payı % 54,3'tür. Ücretsiz çalışanlar biryana bırakıldığında Ohal döneminde sabit ücretle çalışan herkes TL'deki değersizleşme nedeniyle yoksullaşmıştır. Gerek asgari ücrette yıllık enflasyon oranının altındaki artış gerekse kamu çalışanlarına yapılan enflasyon tutarındaki zam, alınamadan erimiştir. 

Emekçiler ve işsizler için refah, ekonomik istikrar ve huzur ortamı yok gibi görünüyor. Hak arama yollarının işlevsizleştiği, idarenin emeğe dair birçok kararına karşı yargı yoluna gidilemediği, kıdem tazminatlarının ödenmediği, işsizlik fonunun işsizler hariç herkesime dağıtıldığı bir dönemde emekçilerin ve işsizlerin tercihi şerden değil hayırdan yana olacaktır. 




14 Şubat 2017 Salı

Memur 2017'de de Zam Alamayacak!

Memurlar uzunca bir zamandır zam alamıyorlar. Zam alamama nedenleri teatral bir uygulamaya dönüşmüş TİS uygulamasıdır. Grevsiz TİS, tıstır. Gelinen aşamada "yetkili ama etkisiz sendika" ve “konfederasyokların” onayıyla memurlar zam alamaz duruma getirildiler. “Enflasyon oranı veya altında” cari zam alan kamu emekçileri ve diğer sabit gelirli yurttaşlar günden güne reel kayıplar yaşamaktadır. 

2015 TÜİK yıllık enflasyon verilerine göre 2016 ve 2017 yılı memur zammı negatiftir. Döviz kurunun ek reel azalış etkisi dışında sadece enflasyon, verilen zammın reel olarak verilmediğini göstermektedir. 2016 yılı için zam SIFIRIN ALTINDA Yüzde -0,16 iken 2017’de bu oran  daha da düşerek – 3,47 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo 1:Memur Maaş Zammı Neden Negatiftir


 
2016 yılında 6+5 şeklindeki zam, yıllık ortalamada cari zam olarak  % 8,65 değerinde gerçekleşmiştir. 2017 yılında ise  3+4 şeklindeki zam, yıllık ortalamada cari zam olarak  % 5,06 değerinde gerçekleşmiştir. 2015 ve 2016 yıllarında enflasyon oranı sırasıyla 8,81 ve 8,53 şeklinde gerçekleştiğinden bu iki yıl negatif zam alınmıştır. 2017 yılı sonu için iki haneli enflasyon değerleri öngörülürken 2017 TİS görüşmelerinde yandaş sendika yine çarpıtmalarıyla sözde TİS imzalayacaktır.  MEMURSEN ve Bağlı Sendikalar yukarıdaki tabloda açıkça 8,65 olan oranın % 11 olduğunu kamuoyuna deklere edebilmişlerdir. Yine % 5,06 olan oran için % 7 iddiasında bulunabilmişlerdir. Halbuki 2017 yılı için öngörülen zammın 3+4 yerine 4+3 olması bile kamu emekçilerinin daha lehinde olan bir durum olacaktı.

Tablo 2: 2017 için Zamlarda 3+4 Küçüktür 4+3’tenin İspatı

Söz konusu kamu emekçileri olunca bütçe kısıtlarını hatırlayan siyasal iktidar 2017 yılı referandumuna giderken memura zam vermemiş ve enflasyona ezdirmiştir. 2017 yılında enflasyonun yanısıra vergi dilimi ve BES kesintileri memur maaşlarını iyice eritecektir. Döviz kuru etkisiyle düşen satınalma gücü de işin baharatı...





[1]  Her memur kendi maaşı üzerinden hesaplayabilir.  Zam oranı değişmez. Anlaşılabilirlik için 2015 ortalama maaşı 100 birim varsayılmıştır. 3.000 TL üzerinden de yapılsa yine zam oranları eksi 0,16 ve  eksi 3,47 çıkacaktır.
[2] Açıklayıcı not: Negatif sayılarda büyük sayı küçüktür Saygın Sarılar.:) 

13 Şubat 2017 Pazartesi

REFERANDUMDA 2. MADDENİN 132 MİLYON TL MALİYETİ VAR.

Bir Maddesinin Net Maliyeti yaklaşık 100.000 asgari ücret eden Olan Referandum...

Geri kalmış ve geliştiğini sanan ülkelerin çoğunda yasa değişikliklerinin, genelde içerikleri konuşulmadan bir grup tarafından değişikliği yapılır. Aslında yapılan değişik-lik, önceden esaslı tartışması yapılmamış, başka bir "değişikliğin değişikliği" olabilmektedir. Türkiye gibi ülkelerde ise bunun kadar olmasa da yapılmayan şey, değişikliğin net maliyetinin ne olacağına dair herhangi bir tartışmanın yapılmamasıdır. Bu kadar uygun tartışma zemini varken tartışılmaması da ancak tembellikle açıklanabilir. 

Meclis ve Cumhurbaşkanı süreçlerinden sonra 11 Şubat 2017’de Resmi Gazete’de yayınlanan 6771 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayımlandı. İyi de oldu. Değişikliklerin neleri kapsadığını merak eden büyük bir kitle vardı. Şimdi tüm kamuoyu bu metni didikleyerek inceliyor. Ona göre de kararını sandığa yansıtacak.

YSK referandum tarihi olarak 16 Nisan 2017 tarihini duyurdu. Şimdi ilk iş seçmen kayıtlarının kontrolü ve sandık güvenliği için gereken önlemlere girişmek. Memleket, “hayır ve şer” olarak gördüğü seçeneklerin altına “tercih mührünü” basacak. 17 Nisan şafağında dertleri bu kadar girift olan memleket, sonuç ne olursa olsun “sihirli değnek yemiş gibi düzelmeyecek.” İşsizlik, enflasyon, döviz-faiz sorunları, yoksullaşma, yaygın toplumsal ve siyasal şiddet…  gibi uzayıp giden sorunlar çözüm bekliyor olacak. Ancak tarihi bir refere-randum sürecine girilmişken en az yapılan şey, ilgili kanun maddeleri ve bu maddelerin maliyetleri üzerinde kimseden ses çıkmaması. Örneğin bu yasa ve nihayetinde anayasa değişikliği ile değişecek "tabelaların bile maliyeti" asgari ücretin 1404 TL olduğu memlekette dudak uçuklatıcı olacaktır. 

Bir yazıda tüm maddelerin maliyeti ortaya konulamaz. Ayrıca “değişiklik” iyi bir şeyse maliyetine katlanırız da denilebilir. Bu kısacık yazıda 6771’in 2. Maddesi için minimum maliyet hesabı çıkarılmaya çalışılmıştır. Maddeye göre “2709 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde yer alan “beşyüzelli” ibaresi “altıyüz” şeklinde değiştirilmiştir.” Buradan yapılan düzenleme ile milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkarıldığı ifade edilmektedir. 6771’in diğer bazı maddeleriyle görevleri azalan Meclis’in vekil sayısının artışının gerekçeleri ayrıca ifade edilebilir. Bütün bunlar bir yana bırakıldığında, 2017 yılı verileriyle her bir ek vekilin yıllık gideri 528.000 TL’dir.  Bu değer toplamda 50 vekil ve bir seçim dönemi için 132.000.000 Türk Lirası eder. Yani referandumda hayır çıkmazsa sadece bu maddenin maliyeti 132 milyon gibi görünüyor. Bunun toplam bütçe içindeki ağırlığı 2017 yılı bütçesini esas alırsak yüzde 1 bile değildir. 
  

Millet Vekili Maaşı
1. Danışmanı
2. Danışmanı
Sekreteri
Diğer Maliyetler
Toplam Maliyetler
Aylık Maaş Maliyeti (2017)
17.000
6.000
6.000
5.000
10.000
44.000
Yıllık Maliyet (2017)
204.000
72.000
72.000
60.000
120.000
528.000
Bir Seçim Dönemi Maliyeti (2017)
1.020.000
360.000
360.000
300.000
600.000
2.640.000
Anayasa ile Gelen Ek 50 Vekilin Toplam Maliyeti
51.000.000
18.000.000
18.000.000
15.000.000
30.000.000
132.000.000

Karar kıymetli yurttaşlarındır, maliyet de öyle, o da yurttaşlarındır. Bu maddenin an itibariyle yurttaş başına düşen maliyeti bir kapiçinodan daha düşüktür. Ama kimisi çok sevdiği birine kapiçino da ısmarlamayı tercih edebilir. Kimisi de zaten içmiyoruz diye bilir... Maliyeti hesaplanamayan maddelerin maliyetini maliye çıkarsın... yada işinden atılan maliyeci akademisyenler bu nazarla bir nazariye hazırlasın...


9 Şubat 2017 Perşembe

Bu İvmeyle Fon Deep Olur mu: İşsizlik fonu kazandığından çok harcıyor.

“İŞSİZLİK SİGORTASI FONU HAKKINDA ZATEN BİLİNENLER-2”

 “Türkiye’de işsizlik sigortası fonu oluşumu tartışmaları 80’li yıllara kadar gider ancak 1999 yılında somut adım atılabilmiş ve “4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu” Ecevit Hükümeti tarafından yasalaşmıştır. 1999 yılında çıkan kanun gereği birikmeye başlayan fon, yararlanma koşullarını yerine getiren işsizlere “Mart 2002” döneminden bu yana işsizlik ödeneği ödenmektedir. 2002-2008 yılları arasında ilgili kanunda esaslı bir değişiklik  olmazken,  “Türkiye’yi teğet geçen ekonomik kriz” işsizlik sigortası fonunu ve ilgili kanunun neredeyse merkezini değiştirmiştir. 2008 yılından başlayarak çıkan her torba kanun çalışmasında “işsizlik sigortası fonunun kullanım alanları genişletilmiştir.” 4447 sayılı kanunda esaslı 8 değişiklik yapılmış, işsizlik sigortası fonu sadece işsizlik ödeneğine değil birçok farklı başlıkta kullanılmaya başlanmıştır.  Hem 2001 krizinden çıkışta hem de 2008 sonrası krizle mücadelede işsizlik sigortası fonu en önemli argümanlardan biri olmuştur. Varlık Fonu ve ekonomik kriz tartışmaları içinde geçtiğimiz bu kritik süreçte fonun önemi ve etkili yönetimi daha da artmıştır.”

Güncel bir tartışma olan Varlık Fonu’nun üzerinde işsizlik sigortası fonunun kullanımlarının sürekli genişletildiğini önceki yazıda ifade etmiştik ( http://xebatistihdam.blogspot.com.tr/2017/02/issizlik-sigortasi-fonu-hakkinda-zaten.html )

Ancak bugün çıkan dumanı üstünde  687 Sayılı OHAL KHK’sinde kışlık lastikler ve kayyumlar dışında İşsizlik sigortası üzerinde iki esaslı değişiklik daha yapıldı. Fonun kullanım alanı daha da genişletilmeye çalışılıyor. Hatta daha ileri gidilerek işçilerin primleri ile derlenen bu fonun varlık fonu kapsamına alınması bile tartışmaya açılabilir. Yıllardır dillendirilen “kıdem tazminatı fonunun” bir gözü sürekli işsizlik sigortası fonunun üzerindedir. İfade edilen değişiklikler şöyle özetlenebilir: 1) işveren primi fazlasıyla birlikte iade ediliyor 2) Kamu harcamaları finansmanı için fon kullanılıyor. 3) Fondan verilen borç geri alınamıyor. 

     Birincisi; "işveren primi nasıl iade ediliyor". İşveren primi İşbaşı Eğitim Programı Kapsamında "staj" adı verilen süreçte iade ediliyor. Normal koşullarda işveren bir işçiyi istihdam ettiğinde ücret olarak vermesi gereken miktarı işveren vermeyip İŞKUR vermiş oluyor. Süresi 4-6 ay ile başlayıp bir yıla kadar çıkarılan bu süreçte İŞKUR fiilen çalışan "yüzbinlerce" kişinin "ücret benzeri" ödemelerini fondan karşılıyor.
İkincisi "Kamu harcamaları finansmanı için" fon kullanımı meselesi. Normal koşullarda teorik olarak "bütçe dışı fon olarak bilinen" fon uzunca bir süredir birçok kurumun bütçesine katkı sunmaktadır.
Üçüncüsü "çok bağımsız denetim raporlarına göre" Fondan GAP'a ve SGK'ya aktarılan miktarlar fona geri gelmesi gerekirken henüz gelmiş değil. 

Fonun
2014
2015
2016
Geliri
15.308.253.719
18.273.110.158
22.273.479.965
Gelir Artışı
20%
19%
22%
Gideri
4.266.796.819
6.592.110.361
12.145.157.598
Gider Artışı
20%
54%
84%

Ancak bir sorunun işaretleri son birkaç yıldır veriliyor. Fonun kaynakları azalırken, giderleri artıyor. Bu da fonun önceki yıllar kadar artmasını engelliyor. Önceki yıla göre gelir artış oranı ile gider artış oranı arasında gittikçe artan bir fark oluşmaktadır. 2014 yılında gider ve gelir artışı % 20’er olarak yani aynı oranda artmıştır. 2015 yılında önceki yıla göre % 54 artan fonun giderleri 2016 yılında % 84 olmuştur. Fondan GAP’a aktarılan miktar yasa gereği geri ödenmesi gerekirken ödenmemiştir. Yine yıllardır SGK’dan önemli bir miktarda fon ödemesi fona aktarılmamaktadır.  Ancak fonun gerektiği kadar artmamasının en önemli nedeni ne harcamaların bu kadar yaygınlaşması ne de fon alacaklarının tahsil edilememesi değil. Başka bir neden var. Başka bir yazıya. Özetle: Bu hızla fon dip yakındır. 





7 Şubat 2017 Salı

Varlık İçinde Yokluk Fonu: İşsizler, İşsizlik Ödeneği Alıyor mu?

“İŞSİZLİK SİGORTASI FONU HAKKINDA ZATEN BİLİNENLER-1”

Türkiye’de işsizlik sigortası fonu oluşumu tartışmaları 80’li yıllara kadar gider ancak 1999 yılında somut adım atılabilmiş ve “4447 sayılı işsizlik sigortası kanunu” Ecevit Hükümeti tarafından yasalaşmıştır. 1999 yılında çıkan kanun gereği birikmeye başlayan fon kapsamında, yararlanma koşullarını yerine getiren işsizlere “Mart 2002” döneminden bu yana işsizlik ödeneği ödenmektedir. 2002-2008 yılları arasında ilgili kanunda esaslı bir değişiklik  olmamıştır.
“Türkiye’yi teğet geçen ekonomik kriz” işsizlik sigortası fonunu ve ilgili kanunun neredeyse merkezini değiştirmiştir. 2008 yılından başlayarak çıkan her torba kanun çalışmasında “işsizlik sigortası fonunun kullanım alanları genişletilmiştir.” 4447 sayılı kanunda esaslı 8 değişiklik yapılmış, işsizlik sigortası fonu sadece işsizlik ödeneğine değil birçok farklı başlıkta kullanılmaya başlanmıştır.  Hem 2001 krizinden çıkışta hem de 2008 sonrası krizle mücadelede işsizlik sigortası fonu en önemli argümanlardan biri olmuştur. Varlık Fonu ve ekonomik kriz tartışmaları içinde geçtiğimiz bu kritik süreçte fonun önemi ve etkili yönetimi daha da artmıştır.

İşsizlerin işsiz kaldıkları dönemde fondan yararlanabilmeleri yani “işsizlik ödeneği almaları” için aşağıdaki 4 şart yerine gelmiş olmalıdır;
1-  Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmaları (İstifa edenler yararlanamıyor)
2-  Hizmet akdinin sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde İŞKUR birimlerine veya elektronik ortamda http://www.iskur.gov.tr adresinden başvurmaları, (Başvurmayan alamaz, 30 günden sonra başvurursa geçen süre hakkından düşülür)
3-  İşten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmaları,
4-  Son üç yıl içerisinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olmaları gereklidir. 

İŞKUR İşsizlik Sigortası Aralık 2016 bültenine göre; “İşsizlik Sigortasının uygulamaya başladığı Mart 2002 tarihinden 31.12.2016 tarihine kadar 7.865.560 kişi başvuruda bulunmuş, 5.123.004 kişi işsizlik ödeneği almaya hak kazanmıştır. Mart 2002 tarihinden 31 Aralık 2016 tarihine kadar toplam 14.313.273.079.-TL ödemede bulunulmuştur.” Buna göre başvuran her 100 işsizin 35’ine yukarıdaki şartlardan birine uymadığı gerekçesiyle işsizlik ödeneği ödenememiştir. Yasa bu konuda çok açık ve kısıtlayıcı olduğu için % 35 gibi görece yüksek bir oranda hak etmeyen işsiz, olumsuz dönüt almıştır. 

Tablo : Mart 2002-2016 İşsizlik Ödeneği Başvuruları
Başvuran Toplam Kişi Sayısı
7.865.560
100%
Ödenme Yapılmayan Toplam Kişi Sayısı
2.742.556
35%
Ödenen Kişi Sayısı
5.123.004
65%
Ödenen Toplam Miktar (TL)
14.313.273.079

Ortalama Kişi Başına Ödeme (TL)
2.794


Kaynak: İŞKUR İşsizlik Sigortası Bülteni

İŞKUR İşsizlik Sigortası Aralık 2016 bültenine göre; 2016 yılında Fondan harcanan miktar 12.145.157.598 TL’dir. Aynı dönemde bu kapsamda işsizlik ödeneğinin toplam harcama içindeki oranı % 30’dur. Fonun % 70’i işsizlik ödeneği dışındaki harcama kalemlerinde harcanmıştır. Kurulduğu aşamadan bu yana bu oranın düzenli bir artış sergilediği ortadadır.

“Kullanılma kapsamı” özellikle torba yasalarla yıllar içinde genişletilen fonun “kullanıldığı başlık sayısını tam olarak belirlemek” ayrı bir araştırma gerektirebilir. Aşağıda ana başlıklar halinde verilmeye çalışılmıştır.

1- İşsizlik Ödeneği ödemeleri
2- Genel Sağlık Sigortası primi ödemeleri
3- Çok tehlikeli mesleklerde çalışanlara ilişkin ödemeler
4- Kısa Çalışma Ödeneği Ödemeleri
5- Ücret Garanti Fonu Ödemeleri
6- Yarım Çalışma Ödeneği
7- Personel Maaş giderleri
8- İMD Hizmet sunum giderleri (Araç Kiralama vb.)
9- Memurların Öğle Yemeklerine Yardım
10-İşgücü Piyasası Analizi giderleri
11- Toplum Yararına Program
12- İş başı Eğitim Programı giderleri
13- Girişimcilik Programı giderleri
14- Mesleki eğitim kursları giderleri
15- GAP’a aktarılan ve bir daha iade edilmeyen giderler
16- İŞKUR Belgeli İşçi Çalıştırma Giderleri
17- Kadın Prim Desteği
18- Genç Prim Desteği
19- Fon yönetimi giderleri
20- Personel Hizmet içi eğitim giderleri
21- Fonun Hazineye Aktarım giderleri
22- Kurum Bilgisayar/Yazılım-Donanım giderleri
23- SOMA, Ermenek/Eynez…  katliamına ilişkin giderler
24- Kurum mahkeme ve harç giderleri
25- Geçici 9. Madde = işverene iade maddesi



Öne Çıkan Yayın

DEM PARTİ MÜŞAHİDİ OL!

  İYİ BİR MÜŞAHİT NE YAPSA DAHA İYİ OLUR   İyi bir müşahit “müşahede altında olan ülkenin” tarihi seçiminde görev alacak sandık kurulu üyesi...