ABD'nin toplum düşmanı Başkanı dolar milyarderi Trump, muhtemelen silah baronlarına verdiği taahhütleri yerine getirme faaliyetleri kapsamında ve ABD'nin kanlı emperyalist tarihi içerisindeki yerini muhkemleştirmek amacıyla Kudüs ile ilgili gündem değiştiren kararını açıkladı. Bununla birlikte Filistin halkının P-israil Devlet terörüne maruz kalma tarihi çağdaşı olduğumuz insanların belleklerinde hep taze kalmıştır. İsrail Terör Devletinin amacı yer yüzünde yurtsuz kalmış ve Hitler zulmüne maruz kalmış Yahudi'lere bir yurt bulmanın ötesine çoktan geçmiştir. Çok dilli ve kültürlü yapısal çözümlerle hem Arap müslüman halklar hem de yahudi ve diğer halklara yönelik bir yapı geçen süre içerisnde kurulabilirdi. Bu kadar can kaybı da yaşanmazdı. Ama hem ABD terör devletinin hem de İsrail Terör Devletinin çatışmayı "dinamik tutmaktan" çıkarı bulunmaktadır. Filistin halkı adına siyaset üreten mekanizma ve partilerin bazı gerici ve şiddet içeren yaklaşımları söz konusu bu iki dünya terör finansörünün uygulamalarını asla meşrulaştıramaz. Nihayetinde Filistin halkının emek ve özgürlük mücadelesi meşrudur ve sadece dinsel temelden başlayan bir hareket değildir.
Ancak meşru olmak yalnız olmamayı garantilemiyor. Son haftalarda sıklıkla görüldüğü üzere meydanların çoğunda "Filistin halkı yalnız değildir" ... diye başlayan anti-emperyalist nutuklar ve ilgili güruhların yaklaşımları "tamamem duygusaldır." Filistinle ilgisi yoktur. Bu kitlenin çoğu Filistin'i haritada bile seçemez. Hemen belirtelim "Filistin halkı yalnızdır." saptaması tersi için belirtilenden daha yerinde ve gerçektir. Yalnız olmazsa bu açık zulme bu kadar maruz kalmazdı. Bu kadar karşı olan bir çıkışın, nedeni Türkiye'de cenahı önemsiz bir şekilde herkes "Filistin davasının/halkının" yanında olduğunu "iddia etmekte" ve çoğu zaman slogan düzeyinde bunu ifade etmektedir.
Türkiye'nin siyasetçileri başta olmak üzere bir çok kesiminin içersinde olduğu bu tutumun "reel" olmadığını göstermek amacıyla aşağıdaki tabloyu bilgilerinize sunarız. Türkiye'nin İsrail'den yaptığı ithalat miktarı Filistinden yapılan ithalatın bazı yıllarda 7.590 katı olmuş. Bu ithalat verilerinin Mavi Marmara olayından sonraki iki yıl daha da yükselmiş olması çok daha trajiktir. Trajik olmanın ötesinde toplumun ve halkların gündemi ile devlet siyasetçileri ve tüccarların gündemi arasında uyum olmaz. Tüccar "babalar gibi satma" derdinde olur ve satar.
Türkiye'nin dış politikasında kutuplar arasında pin-pon topu gibi olma halinde, bu "derdin şedid bir hale gelmesi" yatar. Türkiye ve özellikle "MHP'nin yedeğine düşen AKP İktidarı" iç ve dış siyasette zik-zaklar çizmeye başlamıştır. Çoğu zaman gündem değiştirme hamlesi olduğu ifade edilen ve dışarıdan bir plansızlık görüntüsü veya "eksen kayması" olarak okunan durum, salt siyasal "neo-osmanlıcılıkla" açıklanamaz. Birçok siyasal gelişme gibi ekonomik dinamiği olan Türkiye-İsrail ilişkileri de siyasal alanda ne olursa olsun belirli bir seyir içerisinde devam etmektedir.
Türkiye "Mavi Marmara" vakasından sonra İsrail'den 14,8 Milyar Dolarlık ithalat yapmıştır. Bunun dışında şu üç örnek dikkat çekicidir.
1) İronik bir şekilde "Mavi Marmara"vakasından çok kısa bir süre önce AKP, Türkiye vetosunu kaldırdığı için İsrail OECD'ye üye olabilmiştir.
2) 2012-16 Yılında da İsrail'in NATO Kapsamında tatbikat yapabilmesi ve temsilcilik açabilmesi yine AKP'nin onayı ile olmuştur.
3) Türkiye ile İsrail'in "Esed"politikasındaki uyumu ise dikkat çekicidir.
Bunun gibi birçok siyasi başlık tespit edilebilir. Ancak Türkiye'nin İsrail'den yaptığı ithalat verilerini gösteren aşağıdaki grafikte de görüleceği üzere milyar dolarlık hacmi olan bir ticaret söz konusudur.
Bu yönüyle her gündeme gelişinde kolaycılık olarak "malları boykot" edelim diyen zevatın da çok da bu sözü yerine getiremediği görülmektedir. 2017 yılının ilk 9 ayının verileri bile neredeyse Mavi Marmara Vakasının yılı kadar bir ithalatla sonuçlanmış durumdadır. TÜİK'ten alınan resmi verilerin tabloda ortaya koyduğu gibi İsrail ile ticarette sorun yok. Son yıllarda Filistin ile yapılan ithalatta radikal bir artış var ama israil ile 2017'de yapılan ithalat filistinin 308 katıdır. Bu açıdan 2010 yılından bu yana israilden yapılan ithalat Filistinden yapılanın neredeyse bin katıdır. (995 Katı).